EBÜ’l-HATTÂB el-MEÂFİRÎ
أبو الخطّاب المعافري
Ebü’l-Hattâb Abdüla‘lâ b. es-Semh el-Meâfirî el-Himyerî (ö. 144/761)
Trablusgarp’ta Cebelinefûse bölgesindeki İbâzîler’in seçtikleri ilk imam.
Aslen Yemenli olup Basra’da Ebû Ubeyde Müslim b. Ebû Kerîme’den İbâzıyye mezhebinin esaslarını öğrenen, bu bilgileri Kuzey Afrika’ya taşıyan ve “hameletü’l-ilm” diye adlandırılan beş kişiden biridir (diğerleri Abdurrahman b. Rüstem, Âsım b. Cemîl es-Sidrâtî, Ebû Dâvûd en-Nefzâvî ve İsmâil b. Derrâr el-Gadâmisî’dir). Basra’da beş yıl kadar kalıp tahsillerini tamamladıktan sonra hocalarının tâlimatına uyarak devlet kurmak amacıyla Kuzey Afrika’ya geçen bu kişilerle birlikte Trablus’a giden Ebü’l-Hattâb, mezhep mensuplarının durumuyla yakından ilgilenmeye ve önde gelen cemaat reisleriyle istişarelerde bulunmaya başladı. Önceki yıllarda Ukbe b. Nâfi‘in torunlarından İlyâs b. Habîb tarafından Trablus’ta öldürülen İbâzî ileri gelenlerinden Abdullah b. Mes‘ûd et-Tücîbî’nin intikamını almak için bir isyan hareketi başlatıp İlyâs’ın Trablus valiliğinden azlini sağlayan, fakat son derece dikkatli davranan mezhep mensupları işlerini yürütecek bir imam seçmek istiyorlardı. Trablus şehrinin batısındaki Sayyâd mevkiinde bir arazi ihtilâfı dolayısıyla toplanıyormuş gibi görünen İbâzîler Allah’ın kitabı, resulünün sünneti ve selefin sîretine uygun şekilde hükmetmek üzere Ebü’l-Hattâb el-Meâfirî’ye biat ettiler (140/757). Bir müddet sonra Trablus’a baskın yapan Ebü’l-Hattâb kuvvetleri, hükmün ancak Allah’a ait olduğunu ve sadece Ebü’l-Hattâb’a itaat edeceklerini ilân ederek şehre dağıldılar. Ebü’l-Hattâb, Abbâsî Halifesi Ebû Ca‘fer el-Mansûr’un Trablus âmili Amr b. Süveyd el-Murâdî’yi görevinden uzaklaştırdı. Onu Trablus’ta kalmak veya ayrılmak konusunda serbest bıraktıysa da Amr beytülmâlin anahtarlarını teslim ederek ayrılmayı tercih etti. Böylece Ebü’l-Hattâb imam seçildiği yıl Trablus’a hâkim olmayı başardı.
Bu dönemde Habîb b. Abdurrahman Kayrevan’da hâkimiyetini sürdürmekte iken Sufriyye mezhebine mensup olan Berberî Verfecûme kabilesi reisi Âsım el-Verfecûmî, bir isyan hareketiyle Habîb’i öldürüp Kayrevan ve civarına hâkim oldu (Muharrem 140/Haziran 757). Verfecûme mensuplarının halka kötü davranmaları, ahalinin canına, malına ve namusuna kastetmeleri üzerine halk İbâzî imâmetinden yardım istedi. Bunun üzerine Ebü’l-Hattâb, Abdurrahman b. Rüstem ve Âsım es-Sidrâtî’yi yanına alarak 6000 kişilik bir kuvvetle yola çıktı. Yol üzerinde bulunan Kābis’i ele geçirdi, buraya bir âmil tayin ederek Kayrevan’a doğru ilerledi. Şehrin yakınlarında Abdülmelik el-Verfecûmî’nin kumandasındaki kuvvetlerle karşılaştı. Ahalinin şehir içinde isyan çıkarmasından da faydalanan Ebü’l-Hattâb kısa zamanda düşmanlarını mağlûp etti, Abdülmelik’le birlikte adamlarının birçoğu öldürüldü. Teslim olanlar da kılıçtan geçirildi. Böylece Kayrevan Ebü’l-Hattâb kuvvetleri tarafından tamamen ele geçirildi (Safer 141/Haziran 758). Âsım es-Sidrâtî bu savaşta yediği bir yemekten zehirlenerek öldü. Ebü’l-Hattâb, diğer arkadaşı Abdurrahman b. Rüstem’i Kayrevan’a âmil tayin ederek Trablus’a döndü. Böylece kısa zamanda Trablus’tan Kayrevan’a kadar hüküm süren güçlü bir İbâzî imâmeti ortaya çıkmış oldu. Aynı yıl Halife Mansûr tarafından Mısır valiliğine tayin edilen Muhammed b. Eş‘as el-Huzâî, İfrîkıye’de asayişi yeniden sağlamak için Avvâm b. Abdülazîz el-Becelî kumandasındaki bir orduyu bölgeye sevketti. Ebü’l-Hattâb bu orduya karşı Verdâse’ye kadar gitti. Halife kuvvetlerinin ilerlemesine engel olmak için Mâlik b. Sehrân el-Hevvârî kumandasında gönderdiği öncü kuvvetler Abbâsî ordusunu Sürt civarında mağlûp etti. Bundan sonra Mısır’dan Ebü’l-Ahvas Ömer el-İclî kumandasında ikinci bir ordu gönderildiyse de bu ordu da bizzat Ebü’l-Hattâb tarafından Mağmedâs mevkiinde bozguna uğratıldı (142/759). Ebü’l-Hattâb birçok ganimet alarak Trablus’a döndü. Kendisinin ve mensuplarının asıl gayesi, nüfuz alanını genişletmek isteyen Abbâsî halifesine engel olmak, memleketleri olan İfrîkıye’nin idaresini başkasına kaptırmamaktı.
Halife Mansûr, İfrîkıye’deki bu başarısız harekâttan sonra bizzat Mısır Valisi İbnü’l-Eş‘as’tan bu meseleyi halletmesini istedi. Bunun üzerine İbnü’l-Eş‘as 40.000 kişilik bir ordu ile İfrîkıye’ye yöneldi. Durumdan haberdar olan Ebü’l-Hattâb da 200.000 kişiye yakın bir ordu ile Trablus’tan çıkarak Tavurga’nın güneybatısında bulunan Verdâse’ye gidip karargâhını kurdu. Fakat İbnü’l-Eş‘as’ın, doğuya gittiği zannını veren bir taktik uygulaması Ebü’l-Hattâb kuvvetlerinin dağılmasına sebep oldu. İbnü’l-Eş‘as sıkı bir yürüyüşle Trablus’a ulaştı. Ebü’l-Hattâb da onu durdurmak için süratle yakındaki kabileleri topladı. İki taraf Tavurga’da karşılaştı. Cereyan eden şiddetli savaş sonunda Ebü’l-Hattâb mağlûp oldu, kendisi ve taraftarlarının çoğu öldürüldü (Safer 144/Mayıs 761). Trablus’u zapteden halife ordusu iki ay sonra Kayrevan’a da hâkim oldu. Bu suretle İfrîkıye’de kurulan ilk İbâzî imâmeti yaklaşık dört yıl devam edebildi.
BİBLİYOGRAFYA:
İbn Abdülhakem, Fütûhu Mısr (Âmir), s. 224-225; İbn Sellâm el-İbâzî, el-İslâm ve târîhuh min vicheti nazari İbâzıyye (nşr. R. Shwartz – Sâlim b. Ya‘kūb), Beyrut 1405/1985, s. 139-143; Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ebû Bekir, Kitâbü’s-Sîre (nşr. Abdurrahman Eyyûb), Tunus 1405/1985, s. 61-75; İbn İzârî, el-Beyânü’l-mugrib, I, 70-71; Şemmâhî, Kitâbü’s-Siyer (nşr. Ahmed b. Suûd es-Seyyâbî), Maskat 1407/1987, I, 113-121; Selâvî, el-İstiksâ, Kahire 1312, I, 56-57; Tâhir Ahmed ez-Zâvî, Târîhu’l-fethi’l-ǾArabî fî Libyâ, Beyrut 1972, s. 176-179; Rif‘at Fevzî Abdülmuttalib, el-Hilâfe ve’l-Havâric fi’l-Magribi’l-ǾArabî, Kahire 1393/1973, s. 137-155; Ali Yahyâ Muammer, el-İbâzıyye fi’l-Cezâǿir, Kahire 1399/1979, s. 374-375; Mûsâ Lakbâl, el-Magribü’l-İslâmî, Cezayir 1981, s. 165-166; Ethem Ruhi Fığlalı, İbadiyye’nin Doğuşu ve Görüşleri, Ankara 1983, s. 99-100; A. De Motylinski, “Ebülhattâb”, İA, IV, 83-84.
Mustafa Öz