EBÛ İMRÂN el-FÂSÎ
أبو عمران الفاسي
Ebû İmrân Mûsâ b. Îsâ b. Ebî Haccâc el-Gafecûmî (el-Fâsî) (ö. 430/1039)
Fıkıh, hadis, kelâm ve kıraat âlimi.
365 (976) veya 368 (979) yılında muhtemelen Fas’ta doğdu. Berberî kabilelerinden Gafecûm’a mensup Benî Ebû Hâc diye tanınan bir ailedendir. Tahsilini daha sonra taşındıkları Kayrevan’da yaptı. Burada Kabisî’den fıkıh, Ebû Bekir ez-Zevîlî ve Ali b. Ahmed el-Levâtî es-Sûsî’den hadis okudu. Ardından arkadaşı Ebû Ömer İbn Abdülber’le birlikte Kurtuba’ya geçip Asîlî, Ebû Osman Saîd b. Nasr, Ahmed b. Kāsım el-Ebzârî, Abdülvâris b. Süfyân’dan ders aldı. Daha sonra doğuya seyahat ederek Mısır’da Ebü’l-Hasan Abdülkerîm b. Ahmed, Mekke’de Ebû İshak Ubeydullah b. Muhammed’den kıraat, Ebû Zer el-Herevî’den de hadis okudu. Bağdat’a gidip (399/1008) İbn Ebü’l-Fevâris, Ebü’l-Hasan Ali b. İbrâhim el-Müstemlî, Ebü’l-Fazl Ubeydullah b. Abdurrahman ez-Zührî gibi hocalardan ders aldı. Buradaki hocaları içinde en meşhuru ve üzerinde en fazla tesir icra edeni Bâkıllânî’dir. Ebû İmrân Bâkıllanî’den fıkıh, usûl-i fıkıh ve kelâm okudu. Bâkıllânî ona, “Benim medresemde sen ve Abdülvehhâb (Kādî) bir araya gelseydiniz Mâlik’in ilmi burada toplanmış olurdu. Sen onu ezberler, o da nazariyesini hallederdi. İmam Mâlik sizi görse memnun olurdu” diye iltifat etmiştir.
Doğuda ne kadar kaldığı kesin olarak bilinmiyorsa da 402 (1011) yılında memleketine döndüğü anlaşılmaktadır. Daha sonra Kayrevan’a yerleşen Ebû İmrân burada kıraat, fıkıh, hadis ve kelâm okutmaya başladı. Kısa zamanda şöhreti bütün Mağrib’e yayıldı ve evinde verdiği derslere sadece Kayrevan’dan değil Endülüs ve Mağrib’in çeşitli bölgelerinden birçok talebe gelmeye başladı. Mağrib ilim muhitinde yayılan şöhreti sebebiyle çağdaşı meşhur hukukçu Ebû Bekir b. Abdurrahman ile arasına soğukluk girdiği nakledilmektedir. Talebeleri arasında Ebû Bekir Atîk es-Sûsî, Ebü’l-Kāsım es-Süyûrî, İbn Şeref el-Kayrevânî, Abdullah b. Reşîk, Ebü’t-Tayyib Abdülmün‘im el-Kindî, Ebû Hafs Ömer b. Sâlih, Ebû Saîd el-Kassâr, İbnü’l-Hazzâ’, Ebû Hârûn Mûsâ b. Halef ve Veccâc (Vâcâc) b. Zellû el-Lamtî bulunmaktadır.
Ölümünden birkaç yıl önce tekrar Mekke’ye giden Ebû İmrân el-Fâsî burada Abdullah b. Ahmed el-Herevî ile karşılaştı ve onunla ilim alışverişinde bulundu. Kayrevan’a döndükten sonra 13 Ramazan 430 (8 Haziran 1039) tarihinde burada vefat etti. Cenaze namazına, Zîrî Emîri Muiz b. Bâdîs’in de içinde bulunduğu büyük bir kalabalık iştirak etti. Evine defnedilen Ebû İmrân’ın kabri kısa sürede bir ziyaretgâh haline geldi.
Mâlikî fıkhının ve Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî kelâmının Mağrib’de yayılıp yerleşmesinde önemli rol oynayan Ebû İmrân el-Fâsî, fıkıh ve kelâm ilimlerinin yanı sıra hadis ilminde de önemli bir mevkiye sahiptir. Hadisçiler onu hâfız* olarak kabul eder ve müksirûn*dan sayarlar. Rivayet ettiği âlî hadislerin toplamı 100 varak hacmindeki bir eseri dolduracak bir yeküne ulaşmaktadır. Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’i kırâat-i seb‘aya göre tilâvet edebilen bir kıraat üstadı olarak da tanınmaktadır.
Öte yandan Ebû İmrân’ın Murâbıtlar’ın kuruluşunda da belirli bir rolü olmuştur. Lemtûne kabilesinin reisi Yahyâ b. İbrâhim, hac dönüşünde bir müddet Kayrevan’da kalarak Ebû İmrân’ın ders ve sohbetlerine devam etti. Daha sonra ondan, kabilesinde ders vermek ve irşadda bulunmak üzere bir hoca istedi. Ebû İmrân da uygun bir kimseyi görevlendirme işini talebesi Veccâc’a havale etti. Ebû İmrân’dan icâzet aldıktan sonra Sûs’ta Dârülmurâbıtîn adlı bir ilim merkezi kuran Veccâc, bu iş için talebeleri arasından Abdullah b. Yâsîn’i seçti. Abdullah’ın Lemtûne kabilesindeki öğretim ve irşad faaliyetleri Murâbıtlar’ın kuruluşunda en önemli âmili oluşturmuştur.
Eserleri. Yaşadığı dönemde Endülüs ve Mağrib ilim hayatında önemli bir yer işgal eden ve birçok talebe yetiştiren Ebû İmrân el-Fâsî’nin eserleri hakkında kaynakların verdiği bilgiler yeterli ve açık değildir. Bir kısım fetvaları, Venşerîsî’nin el-MiǾyârü’l-MuǾrib adlı eseriyle günümüze kadar gelmiştir (XIII, 370). Yine MiǾyâr’da Ebû İmrân’ın Kitâbü’d-Delâǿil ve’l-ezdâd adlı bir eserinden daha söz edilmektedir (X, 144). Öte yandan, el-İhkâm li-mesâǿili’l-ahkâm el-müstahrece min Kitâbi’d-Delâǿil ve’l-ezdâd adlı bir eserin Madrid Escurial Kütüphanesi’nde bulunan yazma nüshasının Ebû İmrân el-Fâsî adına kayıtlı olduğu belirtilmektedir ki (Brockelmann, II, 961) bu iki kitabın birbiriyle ilgisi araştırılmaya muhtaçtır. el-İhkâm’ın bir başka nüshası da Rabat’ta el-Hizânetü’l-melekiyye’de (nr. 1342-d. 1444) kayıtlıdır (EI² Suppl. [İng.], s. 27). Kaynaklarda Ebû İmrân’ın bir Fehrese’sinden ve tamamlanmamış
Kitâbü’t-TeǾâlîk Ǿale’l-Müdevvene adlı bir eserinden de söz edilmektedir. Kādî İyâz Tertîbü’l-medârik’te (I, 56), Ebû İmrân’ın et-TeǾâliķ’inden de faydalandığını söylemekteyse de biyografik bilgiler ihtiva ettiği anlaşılan söz konusu eserin Kitâbü’t-TeǾâlîk Ǿale’l-Müdevvene mi, yoksa başka bir eser mi olduğu bilinmemektedir (İdrîs, Annales de l’Institut d’etudes orientales, s. 47-48). Burzülî tarafından zikredilen (a.g.e., s. 48) en-Nezâǿir adlı eserinin de bir nüshası mevcuttur (bk. Brockelmann, I, 661).
BİBLİYOGRAFYA:
Humeydî, Cezvetü’l-muktebis, Kahire 1386/1966, s. 338; Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, I, 56; II, 586-587, 702-706; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IX, 618-619; Abdurrahman b. Muhammed ed-Debbâğ, MeǾâlimü’l-îmân (nşr. Muhammed Mâdûr), Tunus 1978, III, 159-164; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, XXIV, 253-255; Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, III, 284-286; İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müzheb, s. 344-345; İbn Haldûn, Mefâhirü’l-Berber (nşr. E. Lévi-Provençal), Rabat 1352/1934, s. 69, 70; Venşerîsî, el-MiǾyârü’l-MuǾrib (nşr. Muhammed Haccî v.dğr.), Beyrut 1401-1403/1981-1983, X, 144; XIII, 370; el-Hulelü’s-sündüsiyye, I, 258-259; Ahmed b. Hâlid en-Nâsırî, el-İstiksâ (nşr. Ca‘fer en-Nâsırî – Muhammed en-Nâsırî), Dârülbeyzâ 1954, II, 5, 6; Brockelmann, GAL Suppl., I, 660-661; II, 961; Mahlûf, Şeceretü’n-nûr, s. 106; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 159; Chadli Bouyahia, La Vie littéraire en Ifriqya sous les Zirides, Tunis 1972, s. 67, 116; Abdülvehhâb b. Mansûr, AǾlâmü’l-Magribi’l-ǾArabî, Rabat 1979, II, 96-97; İsmet Abdüllatîf Dendeş, Devrü’l-Murâbıtîn fî neşri’l-İslâm fî garbi İfrîkıyyâ, Beyrut 1408/1988, s. 60; H. R. Idrîs, “Essai sur la diffusion de l’ach’arisme en Ifriqya”, Cahiers de Tunisie, sy. 2, Tunis 1953, s. 134-135; a.mlf., “Deux maitres de l’ecole juridique kairouanaise sous les Zirides (XIe siècle): Abû Bakr b. ǾAbd al-Rahman et Abû ǾImrān al-Fāsī”, Annales de l’Institut d’etudes orientales de l’Universite d’Alger, XIII, Alger 1955, s. 42-60; Ahmed Muhtâr el-Abbâdî, “es-Safhatü’l-ûlâ min târîhi’l-Murâbıtîn”, Mecelletü Külliyyeti’l-Âdâb, XXI, İskenderiye 1967, s. 50-51; Ch. Pellat, “Abū ǾImrān al-Fāsī”, EI² Suppl. (İng.), s. 26-27.
Muhammed Süveysî