EBÛ ABDULLAH, Muhammed b. Ali

أبو عبد الله محمد بن علي

Ebû Abdillâh Muhammed el-Gālib-Billâh b. Ebi’l-Hasen Alî b. Sa‘d en-Nasrî (ö. 940/1534)

Endülüs’te hüküm süren Nasrîler’in son hükümdarı (1482-1483, 1487-1492).

Endülüs’te İslâm hâkimiyetinin son temsilcisi olan Nasrîler (Benî Ahmer) Devleti’nin hükümdarı Ebû Abdullah (İspanyol kaynaklarında Boabdil ve el Rey Chico) 862’de (1457-58) doğdu. Babası Ebü’l-Hasan Ali b. Sa‘d veliaht olarak önce onu tayin ettiği halde daha sonra câriyesi Süreyyâ’nın kendi oğlunun veliaht olması yolundaki gayretleri sonunda bu kararından vazgeçti. Ebû Abdullah’ı annesi Âişe ile birlikte hapsettirdi. Saray ricâlinden bazılarının yardımları sayesinde Ebû Abdullah Elhamra Sarayı’ndan kaçmayı başardı ve Vâdîâşî’ye (Guadix) giderek burada babasına karşı bir isyan hareketi başlattı. Bu sırada Ebü’l-Hasan’ın Zagal lakabıyla tanınan kardeşi Muhammed b. Sa‘d, Meriye (Almeria) ve civarında istiklâlini ilân etmiş bulunuyordu. Bu sebeple Nasrîler Devleti kendi içinden parçalanmıştı. Yine aynı sıralarda Kastilya (Castilla) Krallığı ile Aragon Krallığı birleşerek tek bir siyasî güç haline geldiler ve Endülüs’te İslâm hâkimiyetine son vermek için Nasrîler’in parçalanmasını fırsat bilerek 887’de (1482) Gırnata’nın güneybatısındaki Hâmme’yi işgal ettiler; daha sonra da Levşe’ye saldırdılar. Bu gelişmeler karşısında Vâdîâşî’de bulunan Ebû Abdullah tahtı ele geçirmek için Gırnatalılar’a çağrıda bulundu. Onun bu çağrısı gerek saray görevlileri gerekse Gırnata halkı arasında kabul görmeye başladı. Durumun kendi aleyhine gelişmekte olduğunu anlayan babası Ebü’l-Hasan Gırnata’dan ayrılarak kardeşi Zagal’e sığındı. Bunun üzerine Ebû Abdullah XI. Muhammed adıyla 887’de (1482) babasının terkettiği tahta oturdu ve ilk icraatı, amcası Zagal’in başarılarından da cesaret alarak bazı hıristiyan mevzilerine saldırmak oldu. Ancak Kurtuba yakınındaki savaşta yenildi ve pek çok askeriyle birlikte kendisi de esir düştü. Ebû Abdullah’ın esir düşmesiyle Nasrî tahtı Zagal’e kaldı.

Zagal’in tahta geçmesinden endişeye kapılan Kral Ferdinand ve Kraliçe İzabella,


müslümanları birbirine düşürmek için Ebû Abdullah’ı serbest bıraktılar. Ayrıca ona amcasına karşı yapacağı mücadelede askerî yardımda bulunmayı da vaad ettiler. Ebû Abdullah Gırnata’nın doğusundaki bazı kaleleri zaptederek meşrû hükümdarın kendisi olduğunu ilân etti ve Gırnata halkını amcasına karşı kışkırttı. İç karışıklıkların tekrar başlamasını fırsat bilen hıristiyan orduları müslümanların elindeki bazı şehir ve kalelere saldırarak 891’de (1486) Levşe, 892’de (1487) Malaga, 895’te (1490) Menkeb, Basta, Vâdîâşî ve bir süre sonra Endülüs müslümanlarının Kuzey Afrika ile temaslarını sağlayan en önemli stratejik mevkilerden biri olan Meriye’yi istilâ ettiler. Vâdîâşî’nin düşmesi üzerine Zagal teslim olmak zorunda kaldı. Kendisine bazı imtiyazlar tanındıysa da hıristiyan himayesinde yaşamaya tahammül edemeyerek Mağrib’e kaçtı.

Zagal’in bertaraf edilmesinden sonra 895 (1490) yılı başlarında Kastilya kralı bir elçi göndererek Ebû Abdullah’tan elinde bulunan yerleri teslim etmesini istedi. Ebû Abdullah bu talebi reddetti ve muhtemel bir hıristiyan kuşatmasına karşı savunma tedbirleri aldı. Kastilya kuvvetleri Receb 895’ten (Haziran 1490) itibaren Gırnata ve civarını baskı altına aldılar. Müslümanlar şehri bütün güçleriyle savundularsa da çok kayıp verdiler, erzak sıkıntısının da baş göstermesi üzerine Kastilya kralı ile görüşmeyi kabul etmek zorunda kaldılar. 25 Ekim 1491 tarihinde yapılan antlaşma gereğince 2 Rebîülevvel 897’de (3 Ocak 1492), Endülüs’te İslâm hâkimiyetinin son kalesi olan Gırnata’nın hıristiyanlara teslim edilmesi kararlaştırıldı. Hıristiyan kaynaklarında yer alan bir rivayete göre Ebû Abdullah Gırnata’dan ayrılırken Elhamra Sarayı’na bakarak ağlamaya başlamış, bunu gören annesi ona, “Erkekler gibi savunamadığın şehir için şimdi kadınlar gibi ağla” demiştir.

Kastilya kralı önce Ebû Abdullah’a birçok imtiyaz tanıdı. Ancak çok geçmeden onu Mağrib’e göç etmeye zorladı. 15 Nisan 1493 tarihinde yapılan bir anlaşma ile Mağrib’e geçerek Fas’a yerleşen Ebû Abdullah 940 (1534) yılında burada vefat etti. Cezayir’in Tlemsen şehrinde öldüğünü ve mezarının burada bulunduğunu ileri sürenler varsa da bu doğru değildir (İA, IV, 9). 924 (1518) ve 943 (1536-37) yıllarında öldüğüne dair rivayetler de vardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Makkarî, Nefhu’t-tîb (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1949, II, 609 vd.; Luis del Marmol Carvajal, Historia de la Rebelión y Castigo de Los Moriscos del Reino de Granada, Madrid 1797, bl. I, XII, XIV; W. Irving, A Chronicle of the Conquest of Granada, Philadelphia 1829; H. Lea, The Moriscos of Spain, London 1901; Ahbârü’l-Ǿasr fî inkıdâǿi devleti Benî Nasr, Kahire 1943; S. M. İmamuddin, A Political History of Muslim Spain, Dacca 1961, s. 173 vd.; M. Abdullah İnân, Nihâyetü’l-Endelüs ve târîhu’l-ǾArabi’l-mütenassirîn, Kahire 1966, s. 188-264; Anwar Chejne, Historia de la Espaňa Musulmana, Madrid 1980, s. 91 vd.; Muhammed A. Hatâmile, et-Tensîrü’l-kasrî li-müslimi’l-Endelüs, Amman 1980, s. 19 vd.; Hitti, İslâm Tarihi, III, 876-880; Abdurrahman Ali el-Haccî, et-Târîhu’l-Endelüsî, Kahire 1983, s. 552 vd.; Âdil Saîd Biştâvî, el-Endelüsiyyûne’l-mevârike, Kahire 1403/1983, s. 62 vd.; D. Leopoldo, Reseňa Histórica de la Conquista del Reino de Granada por Los Reyes Católicos, Granada 1984; Rachel Arié, Histori de España-España Musulmana, Bercelona 1984, III, 42-44; C. Sanchez-Albornoz, La España Musulmana, Madrid 1986, II, 577-621; Abdullah E. et-Tabbâ‘, el-Kutûfü’l-yâniǾa, Beyrut 1986, s. 113 vd.; Seco de Lucena, “La Sultana Madre de Boabdil”, Al-Andalus, XII/2 (1947); C. F. Seybold, “Ebû Abdullah”, İA, IV, 8-9.

Mehmet Özdemir