DUKAKİNZÂDE AHMED PAŞA
(ö. 921/1515)
Osmanlı vezîriâzamı.
Arnavutluk’un nüfuzlu bir ailesine mensuptur. Dedesi Jean İşkodra Beyliği’ni kurunca “duka” unvanını almış ve Duc-Jean, Duka-Jean, Osmanlı kaynaklarında ise Duka-Gin olarak anılmıştır. Bu ad daha sonra ailenin ortak unvanı olmuş, Duka-Gin’in neslinden gelenlere “Dukaginzâde”, daha yaygın olarak da “Dukakinzâde” denilmiştir (Peçuylu İbrâhim, I, 32). XV. yüzyılda aile iki kola ayrılmış, Arnavutluk’u bir idare altında toplamaya çalışan İskender Bey’i destekleyenler Osmanlılar’la mücadele etmişlerdir. Arnavutluk’un fethinden sonra Dukakinzâdeler’in bir kısmı İtalya’ya geçmiş, diğerleri Osmanlı hizmetine girip müslüman olmuşlardır. Ahmed de kardeşi Mehmed’le birlikte II. Bayezid zamanında (1481-1512), bir rivayete göre ise Fâtih Sultan Mehmed zamanında (1451-1481) müslüman oldu ve saraya alındı (Sicill-i Osmânî, I, 195). Çok geçmeden kardeşi Mehmed öldü, Ahmed Enderun’da yetişti ve timarlı sipahi oldu. II. Bayezid döneminde yapılan Osmanlı-Memlük savaşına Ankara sancak beyi olarak katıldı (Âşıkpaşazâde, s. 230). 1511 yılında Anadolu beylerbeyiliğine getirildi. II. Bayezid’in son zamanlarında hükümdarın oğulları arasında meydana gelen olaylarda Selim’in yanında yer aldı ve Şehzade Ahmed’e karşı gönderilen öncü kuvvetlere kumanda etti. Bir rivayete göre Ahmed’i yakalayan bizzat Dukakinzâde’dir. Başka bir rivayete göre ise Dukakinzâde şehzadenin kendisine yaptığı vezirlik teklifini reddetmiştir (Hammer, IV, 108).
Dukakinzâde Ahmed Paşa, Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmâil’e karşı düzenlediği İran seferinde de önemli hizmetlerde bulundu. Edirne’de toplanan savaş divanına katılan devlet adamları arasında o da vardı. Osmanlı ordusu Seyitgazi’ye gelince Yavuz Sultan Selim Ahmed Paşa’yı 20.000 timarlı sipahi ile Sivas taraflarına gönderdi. Asıl orduya Sivas’ta katılan Ahmed Paşa, Çaldıran Savaşı’nda ikinci vezir olarak merkezde padişahın yanında yer aldı. Zaferin kazanılmasından sonra yanında Defterdar Pîrî Mehmed Çelebi ve meşhur tarihçi İdrîs-i Bitlisî olduğu halde 500 kadar kapıkulu askeriyle Tebriz’e gönderildi.
Bu öncü heyet ve kuvvetin başlıca görevi, Şah İsmâil’in hazinesini muhafaza etmek ve halkı yatıştırmaktı.
Fakat diğer taraftan ordu yorucu İran seferinden bir an önce geri dönmek istiyordu. Amasya’ya girilirken yeniçeriler ayaklanmışlar ve halkın mallarını yağmalamışlardı. Olaya adı karışanlar arasında Vezîriâzam Hersekzâde Ahmed Paşa ile ikinci vezir Dukakinzâde Ahmed Paşa da vardı. Her ikisi de eski bir Türk geleneğine göre çadırları başlarına yıkılarak görevlerinden azledildiler (Hüseyin, s. 907). Ancak Yavuz çok geçmeden 18 Aralık 1514 tarihinde Dukakinzâde’yi vezîriâzamlığa getirdi. Amasya’da yeniçeriler tekrar ayaklanmışlar, Vezir Pîrî Mehmed Paşa ile padişahın hocası Halîmî Çelebi’nin evlerini yağmalamışlardı. Bir söylentiye göre basılan evler arasında vezîriâzamın evi de vardı. Ancak Yavuz Selim’in yaptırdığı tahkikat neticesinde tahrikçiler içinde Dukakinzâde’nin de bulunduğu anlaşıldı. Önce görevinden alınan vezîriâzam, muhakeme sırasında suçunun sabit olması üzerine bizzat padişah tarafından dövüldü ve kılıçla yaralandı, sonra da 18 Muharrem 921 (4 Mart 1515) tarihinde öldürüldü (Haydar Çelebi, I, 464).
Dukakinzâde’nin öldürülmesinin bir başka sebebi de İran seferi sırasında Osmanlı padişahına kafa tutan Dulkadıroğlu Alâüddevle ile mektuplaşmasıdır. Vefeyât-ı Selâtîn’de adı Ali olarak geçen Ahmed Paşa’nın ölümüne “âşık-ı cennât” terkibiyle tarih düşürülmüşse de yanlıştır (Ayvansarâyî, s. 160). Vezîriâzamlığı iki buçuk ay kadar devam eden Dukakinzâde Ahmed Paşa’nın cesedi İbn Kemal’in dedesi Kemal Paşa’nın Amasya’daki türbesine gömülmüştür. Dukakinzâde, tarihçi Peçuylu İbrâhim tarafından beceriksizlikle ve Pîrî Mehmed Paşa’nın vezirliğini kıskanmakla itham edilmektedir (Târih, I, 385-386).
Malları müsadere edilen Ahmed Paşa’nın birçok hayratı ve evkafı vardır (Gökbilgin, s. 406-407). Önce II. Bayezid’in torunlarından Ayşe Hanım Sultan’la, sonra da Yavuz’un kızı Fatma Sultan’la evlenen Dukakinzâde’nin nesli yüzyıllarca devam etmiştir. Oğlu Mehmed Paşa Kanûnî devrinde Semendire, Mısır ve Halep beylerbeyiliklerinde bulunmuş devlet adamlarındandır. Onun oğlu Osman Bey ise müderrislik yapmış, Mısır ve İstanbul kadılıklarında bulunmuş âlim ve müelliflerdendir. Bazan kendisiyle karıştırılan Dukakinzâde Ahmed Bey ile (Latîfî, s. 87) ünlü divan şairi Taşlıcalı Yahyâ Bey de Dukakinzâde Ahmed Paşa’nın torunlarındandır.
BİBLİYOGRAFYA:
TSMA, nr. E. 6087, 6186, 7784; BA, MAD, nr. 525, s. 1; Âşıkpaşazâde, Târih, s. 230; Haydar Çelebi, Ruznâme (Feridun Bey, Münşeât içinde), I, 398, 464; Lutfî Paşa, Târih (nşr. Âlî Bey), İstanbul 1341, s. 238; Celâlzâde, Selimnâme (nşr. Ahmed Uğur – Mustafa Çuhadar), Ankara 1990, s. 367, 368, 382, 384, 385-386; Latîfî, Tezkire, s. 87; Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh, II, 279, 287; Atâî, Zeyl-i Şekāik, s. 460; Peçuylu İbrâhim, Târih, I, 30, 32, 235, 241, 385-386; Solakzâde, Târih, s. 361, 373; Hüseyin, Bedâyiü’l-vekāyi‘ (nşr. A. S. Tveritinovoy), Moskva 1961, s. 879-880, 890, 901-902, 906, 907, 1048; Ayvansarâyî, Vefeyât-ı Selâtîn, s. 160; Kamûsü’l-a‘lâm, III, 2181-2182; Sicill-i Osmânî, I, 195; Osmanlı Müellifleri, I, 306; Amasya Tarihi, III, 275, 276; Hammer (Atâ Bey), IV, 107-108, 136, 144; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, II, 262, 266, 270, 277, 540-541; Danişmend, Kronoloji, II, 7, 11, 14, 16-17, 21, 424-425; Gökbilgin, Edirne ve Paşa Livâsı, s. 406-407, 474-475; Banarlı, RTET, I, 599; Mehmet Kaya, Dukakinzade Ahmed Paşa’nın Hayatı (lisans tezi, 1981), İÜ Ed.Fak., Tarih Seminer Kitaplığı, nr. 2615; Uluçay, Padişahların Kadınları, s. 25-26, 31; a.mlf., “Bâyezid II.nin Ailesi”, TD, sy. 14 (1959), s. 120, 121; Şehabeddin Tekindağ, “Yeni Kaynak ve Vesikaların Işığı Altında Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi”, a.e., sy. 22 (1967), s. 65, 71.
Abdülkadir Özcan