DÖNÜM

Osmanlılar döneminde kullanılan bir arazi ölçü birimi.

Genellikle bir dönüm, geniş adımlarla yürüyen dönümcünün adımı ile 40 × 40=1600 adımkarelik bir yüzölçümünü ifade eder ve buna “örfî dönüm” adı verilirdi. Ancak adım aralığı kişiden kişiye değiştiği için bu ölçü birimi tam bir kesinlik sağlamıyordu. Bu sebeple her adım için bir mimar arşınını (yaklaşık 75, 78 cm.) esas alan bir ölçü sistemi daha ortaya çıkmış ve buna “şer‘î dönüm” adı verilmiştir. Buna göre bir dönüm 1600 mimar arşını kare, yani 916,8 m² veya 919,302 metrekarelik bir araziyi gösterirdi. Dönümün dörtte birine ise evlek denirdi. Ancak dönüm miktarı yine de her yerde aynı ölçüyü tutmamaktaydı. İstanbul ve yöresinde bir dönüm 1225 mimar arşını kare (701,9 m²), Anadolu’da 2025 mimar arşını kare (1160,4 m²), Mısır, Irak ve İran’da 3600 mimar arşını kare (2062,9 m²) idi.

1881’de metre sistemini esas alan yeni bir ölçü sistemi tesbit edilmiş ve buna “cedid dönüm” denmiştir; önceki ölçü ise “eski dönüm” olarak anılmıştır. Yeni kanuna göre bir cedid dönüm 50 × 50= 2500 m² idi. 26 Mart 1931 tarihli ve 1782 sayılı ölçüler ve ayarlar kanununda dönüm tabirine yer verilmemiş, 11 Haziran 1945 tarih ve 4753 sayılı kanunun beşinci maddesinde ise bir dönüm 1000 m² kabul edilmiştir. Dönüm ölçüsünün karşılığı bugün de 1000 m² sayılır.

XV-XVI. yüzyıl Osmanlı sancak kanunnâmelerinde dönüm, “hatavât-ı müteârife ile 40 hatve yerdir tûlen ve arzan” veya “yürümek adımıyla eni ve uzunu kırkar adım yer” şeklinde tarif edilir. Toprağın verimlilik durumuna göre 60-150 dönüm arası topraklar bir çiftlik sayılırdı. Bir sipahinin timar toprağına dışarıdan gelip ziraat yapan çiftçilerle yarım çiftlikten daha az toprağı işleyen bennâk* kayıtlı köy halkı, ellerindeki yerin vergisini dönüm miktarına göre verirlerdi. Bu miktar genellikle iki dönüme bir akçe dönüm resmi veya zemin resmi şeklindeydi. Ancak bu rakam toprağın durumuna göre iki, üç veya beş akçe de olabilirdi. Aydın Kanunu’nda 5-10 dönüm yeri olan bennâkler dönüm akçesi ödemekle yükümlü tutulmuşlardı. Genel kanun hükümlerine göre iyi toprakların iki dönümüne, vasat toprakların üç dönümüne, kıraç toprakların da dört dönümüne bir akçe dönüm resmi takdir edilmişti. Mora’da yarım çiftlikten az toprağa sahip olanlar iyi topraklar için üç dönüme bir akçe, vasat yerin beş dönümüne bir akçe, kıraç yerin on dönümüne bir akçe dönüm resmi öderlerdi. Öte yandan bağlık alanlarda da vergi yine dönüm esasına göre takdir edilmişti. Bağların bir dönümünden bazı sancaklarda 10, bazılarında 5, bazılarında ise 3 akçe dönüm resmi alınırdı. Konya’da bağların her dönümü için bir akçe verilirdi. Bazı sancaklarda ise bağlar dönüm itibariyle değil arşın ölçüsüyle (mesâha urganı) ölçülürdü. Mora ve Mezistre’de iki “çapalık” yer bir dönüm olmak üzere her dönüme 24 akçe hesabıyla bir çapalık bağa 12 akçe öşür takdir edilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Fî 29 Şevvâl Sene 1298 ve fî 11 Eylül Sene 1297 Tarihiyle Şeref Müteallik Buyurulan İrâde-i Seniyye-i Hazret-i Pâdişâhî Mûcebince Yeni Ölçülerin Tanzîm ve Tensîkıyle Suver-i İcrâiyyesi Hakkında Kararnâmedir, İstanbul 1299; Barkan, Kanunlar, s. 2, 8, 14, 30, 42, 66, 131, 173, 198, 326, 328; Code de Lois coutumiéres de Mehmed II: Kitāb-ı Kavānın-i ǾOsmanī (nşr. Nicoară Beldiceanu), Wiesbaden 1967, vr. 29ª-b, 45ª, 46b, 47ª; “Osmanlı Kanunnâmeleri”, MTM, I/1 (1331), s. 99-101, 314-315; H. İnalcık, “Introduction to Ottoman Metrology”, Turcica, XV, Paris 1983, s. 336, 339-340; S. Pulaha – Y. Yücel, “I. Selim Kanunnâmesi (1512-1520) ve XVI. Yüzyılın İkinci Yarısının Kimi Kanunları”, TTK Belgeler, XII/16 (1988), s. 22-24, 42, 46; “Dönüm”, İA, III, 650; Pakalın, I, 476; TA, XIV, 43.

Feridun Emecen