DEVRAKI, Ahmed b. İbrâhim

(أحمد بن إبراهيم الدورقي)

Ebû Abdillâh Ahmed b. İbrâhîm b. Kesîr ed-Devrakı (ö. 246/860)

Muhaddis.

168’de (784) Bağdat’ta doğdu. Devrakı nisbesini hangi sebeple aldığı kesin olarak bilinmemekle beraber bu konuda üç ihtimal ileri sürülmektedir. Bunlardan birincisi Ahvaz’a bağlı bir kasaba olan Devraklı olması, ikincisi ailesinin uzun bir başlık türü olan devrakıyye imal etmesi, üçüncüsü de babasının yaşadığı devirde dindar gençlere -herhalde giydikleri başlık sebebiyle- devrakı denilmesidir. Bu ihtimallerden en isabetlisinin üçüncüsü olduğu, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel’in bizzat Ahmed ed-Devrakı’den yaptığı rivayetten anlaşılmaktadır. Ailesi Abdülkays kabilesinden Benî Nükre’nin âzatlısı olduğu için ayrıca Abdî, Kaysî ve Nükrî nisbeleriyle de anılır.

Devrakı çocuk denecek yaştan itibaren ilim tahsiline başladı. Büyük hadis hâfızı ve münekkitlerinin yetiştiği bir dönemde yaşaması sebebiyle Bağdat, Basra, Kûfe ve Vâsıt gibi ilim merkezlerini dolaşarak Hüşeym b. Beşîr, Cerîr b. Abdülhamîd, Vekî‘ b. Cerrâh, Abdurrahman b. Mehdî, Affân b. Müslim ve Ebû Nuaym Fazl b. Dükeyn gibi hocalardan hadis öğrendi. Eserlerinden günümüze geldiği bilinen Müsnedü Sad b. Ebî Vakkaś’taki (aş. bk.) hocalarının sayısı elli altıdır. Kendisinden de Müslim, İbn Mâce, Ebû Dâvûd, Bakı‘ b. Mahled, Tirmizî, Ebü’l-Kasım el-Begavî gibi büyük muhaddisler faydalandı.

Ebû Hâtim er-Râzî’nin sadûk* dediği Devrakı’yi Ukaylî ve İbn Hibbân sika* olarak nitelendirmişlerdir. Sâlih Cezere Ahmed ed-Devrakı’yi ağabeyi Ya‘kub ed-Devrakı ile mukayese ederek Ahmed’in daha çok hadis rivayet ettiğini, hadis bilgisinin daha iyi olduğunu, Ya‘kub’un ise rivayet konusunda daha titiz davrandığını söylemiş, bununla beraber her ikisinin de güvenilir birer muhaddis olduklarını belirtmiştir. Ahmed ed-Devrakı’nin oğlu İbnü’d-Devrakı diye tanınan Ebü’l-Abbas Abdullah da babasının hocalarından Affân b. Müslim ve Ebû Seleme et-Tebûzekî ile Yahyâ b. Maîn gibi otoritelerden hadis öğrenmiş, İbn Sâid el-Hâşimî, Mehâmilî, Muhammed b. Mahled ve İbn Kani‘ gibi tanınmış âlimlere hocalık yapmış bir muhaddisti.

Devrakı 22 Şâban 246’da (11 Kasım 860) Sâmerrâ’da vefat etti.

Eserleri. Zehebî’nin güzel eserler verdiğini söylediği Devrakı’nin bilindiği kadarıyla günümüze gelen tek eseri Müsnedü Sad b. Ebî Vakkaś’tır. Devrakı bu kitabında Sa‘d b. Ebû Vakkas’ın Hz. Peygamber’den rivayet ettiği hadisleri bir araya getirmeyi hedef almakla beraber Hz. Âişe, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes‘ûd, Abdullah b. Amr b. Âs, Ebû Hüreyre ve Zührî’nin sözü olan altı rivayeti de eserine almıştır. Bu rivayetlerin Sa‘d b. Ebî Vakkas’la ilgisi yoktur. Kitabı neşreden (Beyrut 1407/1987) Âmir Hasan Sabrî, içindeki 134 rivayetin yetmiş sekizini sahih, yirmisini hasen, yirmi sekizini zayıf, ikisini çok zayıf olarak değerlendirmiş, altısı hakkında ise karar verememiştir. Sa‘d’dan gelen rivayetler Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde 184’ü, Bakı‘ b. Mahled’in el-Müsned’inde 200’ü bulduğuna göre Devrakı’nin onun bütün rivayetlerini toplamadığı anlaşılmaktadır.

Devrakı’nin bundan başka Sîretü Ömer b. Abdilazîz ve zühdühû (beş cüzden ibaret olup talebesi Bakı‘ b. Mahled tarafından rivayet edildiği belirtilmektedir), Zühdü İbn Sîrîn ve Eyyûb ve Vüheyb b. el-Verd ve İbrâhîm b. Edhem ve Süleymâne’l-Havvâs (Bunu da Bakı‘ b. Mahled rivayet etmiştir) ile Müsnedü Alî b. Ebî Tâlib adlı eserlerinin bulunduğu da kaydedilmektedir.


BİBLİYOGRAFYA:

Ahmed b. İbrâhim ed-Devrakı, Müsnedü Sad b. Ebî Vakkaś (nşr. Âmir Hasan Sabrî), Beyrut 1407/1987; Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, II, 6; İbn Ebû Hâtim, el-Cerh ve’t-tadîl, II, 39; İbn Ebû Ya‘lâ, Tabakatü’l-Hanâbile, I, 21; Sem‘ânî, el-Ensâb, V, 353-355; Hatîb, Târîhu Bagdâd, IV, 6-7; Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, I, 249-251; Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, II, 505; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâ, XII, 130-133; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, I, 10-11; Süyûtî, Tabakatü’l-huffâž (Ömer), s. 220; Sezgin, GAS, I, 112; Muhammed Câsim Hammâdî el-Meşhedânî, Mevâridü’l-Belâzürî âni’l-üsreti’l-Ümeviyye fî Ensâbi’l-eşrâf, Mekke 1407/1986, II, 528-556.

M. Yaşar Kandemir