DÂVÛDÎ, Muhammed b. Ali

(محمد بن علي الداوودي)

Şemsüddîn Muhammed b. Alî b. Ahmed el-Mısrî ed-Dâvûdî (ö. 945/1539 [?])

Tabakātü’l-müfessirîn adlı eseriyle tanınan âlim.

Hayatı hakkında kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. Kahire’de yetiştiği, Süyûtî’nin tanınmış talebeleri arasında yer aldığı ve ömrünü burada geçirdiği anlaşılmaktadır. Zamanın önde gelen muhaddislerinden sayılan ve fıkıh açısından Şâfiî mezhebine mensup olan Dâvûdî’nin Mâlikî olduğu da ileri sürülmüştür.

Hocası Süyûtî’nin hayatı hakkında yazdığı bir kitabın kapağına düşülen kayda göre Dâvûdî’nin 28 Şevval 945’te (19 Mart 1539) vefat ettiği ve Nasr Kapısı dışında (Kahire) bulunan Fîrûz Mezarlığı’na defnedildiği anlaşılmakta ise de İbn Tolun Muhammed b. Ali’nin 947 (1540) yılı olayları arasında 18 Rebîülâhir (22 Ağustos) günü Şam Camii’nde Dâvûdî için gıyabî cenaze namazı kılındığını zikrettiği ve bu iki tarih arasında on beş aydan fazla bir süre bulunduğu dikkate alınırsa bu tesbiti ihtiyatla karşılamak gerekmektedir. Nitekim bu tarihin 946 olduğu, 945 şeklindeki kaydın sehiv eseri olduğu da ileri sürülmüştür (Gazzî, s. 72-73).

Dâvûdî’nin en önemli eseri Tabakātü’l-müfessirîn’idir. Kaynakların belirttiğine göre hocası Süyûtî, ashaptan itibaren bütün müfessirlerin biyografilerini içine alacak bir kitap yazmaya başlamış, fakat tamamlayamamıştır. 136 müfessirin hayatını ihtiva eden bu çalışmayı Dâvûdî temize çekmiş, daha sonra da hocasının sonuçlandıramadığı işi kendisi ele alarak bu eserini telif etmiştir. 704 müfessirin biyografisine yer verilen eserin tertibinde alfabetik sıra gözetilmiş, müfessirlerin hayatları hakkında kısa bilgi verilirken eserleri ve ilmî yönleri daha geniş şekilde ele alınmıştır. Eserde biyografiler incelenirken faydalanılan kaynak ve müelliflerin adlarına da işaret edilmiştir. Tabakātü’l-müfessirîn Ali Muhammed Ömer’in tahkikiyle neşredilmiştir (I-II, Kahire 1392/1972). Dâvûdî’nin, hocası Süyûtî’nin hayatına dair geniş bir eser telif ettiği ve Tâceddin İbnü’s-Sübkî’nin (ö. 771/1370) Tabakātü’ş-ŞâfiǾiyyeti’l-kübrâ adlı eserine bir zeyil yazdığı da kaynaklarda


zikredilmektedir. Brockelmann her ne kadar onun el-İthâf bi-temyîzi mâ tebiǾa fîhi’l-Beyzâvî sâhibe’l-Keşşâf adlı bir risâlesinin bulunduğunu zikretmekte ise de (GAL Suppl., I, 741) Süleymaniye (Yenicami, nr. 1182, vr. 7b-10b) ve Köprülü (nr. 7, vr. 1ª-6ª) kütüphanelerinde mevcut yazma nüshalarının üzerinde yapılan incelemeden, eserin Süyûtî’nin talebelerinden Ebû Abdullah Muhammed b. Yûsuf eş-Şâmî’ye ait olduğu anlaşılmıştır. Nitekim Kâtib Çelebi ve Kettânî de bu risâleyi Muhammed b. Yûsuf eş-Şâmî’ye nisbet etmektedirler (Keşfü’z-zunûn, I, 193; er-Risâletü’l-müstetrafe, s. 199).

BİBLİYOGRAFYA:

Dâvûdî, Tabakātü’l-müfessirîn, nâşirin mukaddimesi, I, s. h-y; Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâire, II, 71-73; Keşfü’z-zunûn, I, 193; II, 1107; İbnü’l-İmâd, Şezerât, VIII, 264; Brockelmann, GAL, II, 373; Suppl., I, 741; II, 401; Ziriklî, el-AǾlâm, VII, 184; VIII, 30-31; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, X, 304; XII, 131-132; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe, s. 199; Ramazan Şeşen v.dğr., Fihrisü mahtûtâti Köprülü, İstanbul 1406/1986, III, 11.

Ali Rıza Temel