DÂRÂBÎ

دارابى))

Molla Şâh Muhammed b. Muhammed-i Dârâbî (ö.XII./XVIII. yüzyıl [?])

İranlı tezkire yazarı ve şair.

İran’ın Dârâb şehrinde doğdu. Doğum ve ölüm tarihleri belli değildir. Ancak eserlerinden ve kendisinden söz eden çağdaş yazarların ifadelerinden, XI. (XVII.) yüzyılın ilk yarısı ile XII. (XVIII.) yüzyılın başları arasında yaşadığı anlaşılmaktadır. Tahsilini tamamladıktan sonra Şeyh Bahâî adıyla da tanınan Bahâeddin Âmilî’den (ö. 1031/1622) faydalandı. Ardından Mekke ve Medine’yi ziyaret etti; buralarda bazı hadis âlimlerinden hadis okudu. Daha sonra Basra yolu ile


Hindistan’ın Gucerât bölgesinde bir liman şehri olan Sûret’e gitti. 1062’de (1652) buradan ayrılıp Hindistan’ın iç bölgelerini gezdi. 1067 (1656-57) yılında İran’a döndüyse de bilinmeyen bir tarihte tekrar Hindistan’a gitti. Dârâbî’nin bu ikinci seyahatinde Hindistan’da ne kadar kaldığı belli değildir. Ancak Letâǿifü’l-hayâl adlı eserinden 1076’da (1665-66) Hindistan’da bulunduğu, bu tarihte orada kaleme aldığı eserini 1078’de (1667-68) tamamladıktan sonra İran’a döndüğü anlaşılmaktadır. Öte yandan tezkire yazarı Muhammed Tâhir-i Nasrâbâdî, tezkiresini yazdığı sıralarda (1083-1093/1672-1682) onun Hindistan’dan İsfahan’a geldiğini ve bir tezkire yazmakla meşgul olduğunu kaydeder. Nasrâbâdî’nin bu ifadesi, Dârâbî’nin eserini tamamlamadan İsfahan’a döndüğünü veya eserine bazı ilâveler yapmaya çalıştığını ortaya koymaktadır.

Dârâbî’nin 1093’ten (1682) sonra ne kadar yaşadığı ve nerede öldüğü belli değildir. Ancak Mirza Abdullah Efendi el-İsfahânî’nin (ö. 1131/1718-19) Riyâzü’l-Ǿulemâǿ adlı eserinde Dârâbî’nin Şîraz’da yaşadığından bahsetmesi, onun XII. (XVIII.) yüzyılın başlarında hayatta olduğunu göstermektedir.

Eserleri. “Ârif” ve “Şah” mahlasıyla şiir de yazmış olan Dârâbî, daha çok 1076’da (1665-66) telif etmeye başlayıp 1078’de (1667-68) muhtemelen büyük bir bölümünü tamamladığı Letâǿifü’l-hayâl adlı şuarâ tezkiresiyle tanınır. Coğrafî bölgeler, şehir ve kabileler esas alınarak düzenlenen eserin ilk cildi Fars, İsfahan ve çevrelerinde yetişen şairlerle bu bölgelerdeki Türk şairlerini ihtiva eder. II. ciltte Azerbaycan, Taberistan, Gîlân, Mâzenderan, Yezd, Kirman, Horasan, Kandehar, Sîstan, Mâverâünnehir’de, ayrıca Hindistan ve Anadolu’da yetişen şairlerden bahsedilmiştir. Yaklaşık 454 şairin hal tercümesinin yer aldığı Letâǿifü’l-hayâl’de daha çok bunların şiirleri üzerinde durulmuş ve yaklaşık 2600 beyit nakledilmiştir. Tezkire, yazıldığı dönemin şairleri hakkında verdiği bilgilerin başka kaynaklarda bulunmaması açısından önemli bir eserdir. Ancak Kadı Nûrullah-i Şüşterî’nin (ö. 1019/1610) Risâle-i Firdevs adlı tezkiresi dışında daha önce yazılan kaynaklardan faydalanmadığı için eserde bazı yanlışlıklara rastlanır. Henüz neşredilmeyen Letâǿifü’l-hayâl’in bilinen tek nüshası Tahran Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (nr. 2951). Eser M. İkbal tarafından tanıtılmıştır (Oriental College Magazine, XI/1, Lahor 1934, s. 58-73).

Dârâbî’nin Hâfız-ı Şîrâzî’yi savunmak amacı ile yazdığı Latîfe-i Gaybiyye, tasavvufla ilgili Makāmâtü’l-Ǿârifîn, Şevku’l-Ǿârifîn ve zevku’l-Ǿâşıkīn adlı üç eseri daha vardır. Bunlardan ilki Tahran’da basılmıştır (1304/1887).

BİBLİYOGRAFYA:

Muhammed Tâhir-i Nasrâbâdî, Tezkire-i Nasrâbâdî (nşr. Vahîd-i Destgirdî), Tahran 1361 hş., s. 186-187; Mirza Abdullah Efendi el-İsfahânî, Riyâzü’l-Ǿulemâǿ ve hiyâzü’l-fuzalâǿ (nşr. Ahmed el-Hüseynî), Kum 1401, V, 274-275; Muhammed-i Takī Dânişpejûh, Fihrist-i Kitâbhâne-i Dânişgâh-ı Tahrân, Tahran 1340 hş., X, 1845-1846; Ahmed-i Gülçîn-i Meânî, Târîh-i Tezkirehâ-yi Fârsî, Tahran 1350 hş., II, 87-99; Storey, Persian Literature, I/2, s. 817-818; Safâ, Edebiyyât, V/3, s. 1593, 1791-1792; Dihhudâ, Lugatnâme, XIII, 45.

Rıza Kurtuluş