CUHFE

الجحفة

Hac veya umre maksadıyla Mısır ve Suriye tarafından Mekke’ye gelenlerin ihrama girdikleri mîkāt yeri.

Asıl adı Mehyea’dır. Amâlika tarafından yurtlarından uzaklaştırılan Benî Akıl kabilesi buraya yerleşmişti. Bir gece mâruz kaldıkları sel çadırları ve hayvanları


sürükleyip götürdüğü için buraya Cuhfe (kuyu veya havuz dibinde kalan küçük su birikintisi) adını vermişler ve köy bu adla meşhur olmuştur.

Eskiden Suriye karayolunu tercih ederek Medîne-i Münevvere’ye uğramadan doğruca Mekke-i Mükerreme’ye gidenler Kızıldeniz sahiline 9 km. mesafedeki Cuhfe’de, Medine’ye uğrayanlar ise Zülhuleyfe’de ihrama girerlerdi. Zamanla Cuhfe terkedilmiş ve mîkāt yeri olarak Kızıldeniz kıyısındaki Râbiğ daha çok kullanılır olmuştur. Yâkūt el-Hamevî, o dönemde bir cuma camiinin bulunduğu Cuhfe’nin XIII. yüzyılda harap bir yer olduğunu, Mekke’den Medine’ye gidenlerin üç dört menzil sonra buraya ulaşabildiğini, Medine’ye 6, Câr’a ise 3 menzil uzaklıkta olduğunu söyler. Cuhfe’de eskiden hacıların barındığı kalede bugün evler ve bir çarşı bulunmaktadır. Cuhfe’nin girişinde Asr-ı saâdet’ten kalma Mescidü Azver, çıkışında ise Mescidü’l-eimme vardır. Bunlar günümüze kadar birkaç defa tamir görmüştür.

Bugün Medine-Mekke ve Cidde-Mekke otoyollarla birbirlerine bağlandığı için Râbiğ ve Cuhfe gibi eski yerleşim merkezleri önemlerini kaybetmişlerdir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ezrakī, Ahbâru Mekke (Melhas), II, 153, 310; Harbî, Kitâbü’l-Menâsik ve emâkini turukı’l-hac ve meǾâlimi’l-Cezîre (nşr. Hamed el-Câsir), Riyad 1401/1981, s. 457-459; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), I, 208; Makdisî, Ahsenü’t-tekāsîm, s. 69; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, II, 111; İbn Battûta, er-Rihle, Kahire 1322-23, I, 93; Âmirî, Behcetü’l-mehâfil ve bugyetü’l-emâsil (nşr. Muhammed Sultan en-Nemnekânî), Kahire 1330-31, I, 166; Mir’âtü’l-Haremeyn (Mekke), I, 121; Kāmûsü’l-a‘lâm, III, 1773; İbrâhim Rifat Paşa, Mirǿâtü’l-Haremeyen, I, 225.

Mustafa L. Bilge