ÇANDARLI İBRÂHİM PAŞA

(ö. 832/1429)

Osmanlı vezîriâzamı.

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa’nın küçük oğludur. Doğum yeri ve tarihi bilinmemektedir. Medreseden yetişme ve ilmiye sınıfına mensup olmakla beraber kimlerden ders gördüğü ve nerelerde görev yaptığı belli değildir. Kaynaklarda adı ilk defa, Timur tehlikesinin başgösterdiği sıralarda toplanan Osmanlı savaş meclisinde ortaya attığı görüşler dolayısıyla geçer. Ağabeyi vezir Çandarlı Ali Paşa’nın vakfiyesinden anlaşıldığına göre Receb 808 (Ocak 1406) tarihinde Bursa kadısı olarak görev yapıyordu. Fetret Devri’nde ise bir süre Edirne’de Şehzade Mûsâ Çelebi’nin yanında belki de Edirne kadısı olarak kaldı. Daha sonra Bizans’tan tahsil edilecek olan vergiyi istemek üzere İstanbul’a gönderildi. Fakat burada bulunduğu sırada Çelebi Sultan Mehmed’le anlaşarak Bursa’ya geçti ve onun hizmetine girdi.

Saruca Paşazâde Umur Bey’in vakfiyesine göre Muharrem 818’de (Mart 1415) kazasker olarak görev yapmaktaydı. Daha sonra vezir oldu, ancak vezir olduğu tarih de tam olarak belli değildir. Kara Timurtaş Paşazâde Oruç Bey’in vakfiyesinden, onun 1402’de Çelebi Sultan Mehmed’in ikinci veziri olarak hizmet gördüğü anlaşılmaktadır.

İbrâhim Paşa 30 Ağustos 1421’de Yıldırım Bayezid’in oğlu Mustafa Çelebi’ye karşı Sazlıdere Muharebesi’nde mağlûp olan Amasyalı Bayezid Paşa’nın savaş meydanında katlinden sonra onun yerine II. Murad’ın vezîriâzamı oldu. Yeni padişahın Gelibolu’ya asker sevkinde ve Mustafa Çelebi’yi yakalayıp öldürmesinde önemli rol oynadı. II. Murad İbrâhim Paşa’yı devrin kazaskeri Molla Fenârî’nin de tesiriyle Tokatlı Ahî Bayezid oğlu Hacı İvaz Paşa’ya tercih ederek onu devlet işlerini idarede rakipsiz bıraktı. İbrâhim Paşa Fetret Devri sonunda, Anadolu’da dağılan beyliklerden bazılarını da Osmanlı hâkimiyeti altında toplamayı başardı.

İbrâhim Paşa mezar kitâbesine göre 24 Zilkade 832 (25 Ağustos 1429) tarihinde vefat etmiş, cenazesi İznik’e getirilerek Lefke (Osmaneli) Kapısı’nın iç tarafında ve cadde üzerinde bulunan Çınarlı Meydan’daki türbesine defnedilmiştir. Türbesinin doğu kısmında yapımına 1425’te başlanıp 1427’de tamamlanan bir imareti vardı. Bugün mevcut olmayan bu imaretin kitâbesi ise sonradan türbe duvarına konulmak suretiyle kaybolmaktan kurtarılmıştır. Orhan Gazi kazasının Gürle’ye bağlı Ferraşbâli (Fâtıma) ve Akköy (Çeltikçi) adlı köyleri bu imaretin vakfıydı. İbrâhim Paşa’nın İznik’te bir de sarayı olduğu ve bir ara II. Murad’ın


kardeşi küçük Mustafa Çelebi’nin burayı işgal ettiği bazı kaynaklarda belirtilir.

İbrâhim Paşa, Kudüs’te bir medresesi bulunan Dedebâli kızı İsfahan Şah Hatun (veya Hanım Hatun) ile evli olup bu hanımından Mahmud ve Mehmed adında iki oğlu ile Fatma ve Hatice adında iki kızı vardı. Kendisinden sonra vezîriâzam olan büyük oğlu Çandarlı Halil Paşa’nın annesi ise ayrıdır.

BİBLİYOGRAFYA:

Dukas, Bizans Tarihi (trc. Vl. Mirmiroğlu), İstanbul 1953, s. 159-160; Âşıkpaşazâde, Târih, s. 96, 99, 102, 188; Neşrî, Cihannümâ (Unat), II, 489, 491, 583; Âlî, Künhü’l-ahbâr, İstanbul 1277, V, 138, 202, 204; Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh, I, 275, 314; İ. Hakkı Uzunçarşılı, Çandarlı Vezir Ailesi, Ankara 1986, s. 46-55.

Münir Aktepe