BİŞR b. MERVÂN

بشر بن مروان

Ebû Mervân Bişr b. Mervân b. el-Hakem el-Ümevî (ö. 75 / 694)

Emevî Halifesi Mervân b. Hakem’in üçüncü oğlu.

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Babası Mervân b. Hakem terbiyesini büyük oğlu Abdülazîz’e tevdi ettiğinden çocukluk ve gençlik yılları onun


yanında geçti. Genç yaşta Mercirâhit Savaşı’nda sancaktarlık yaptı (684). Aynı yıl babası Mervân ile birlikte Mısır seferine katıldı ve oraya vali tayin edilen kardeşi Abdülazîz’in yanında kaldı. Fakat bir süre sonra iki kardeşin arası açıldı ve Bişr muhtemelen Suriye’ye döndü. Babasından sonra hilâfet makamına geçen ağabeyi Abdülmelik, Mus‘ab b. Zübeyr’e karşı düzenlediği seferden sonra Katan b. Abdullah el-Fârisî’yi Kûfe valiliğinden azledip yerine Bişr b. Mervân’ı tayin etti (71 / 690-91). Abdülmelik 692’de Hâricîler’e karşı başarı sağlayamadığı için azlettiği Hâlid b. Abdullah b. Hâlid’in yerine Basra valiliğini de ona verdi. Bir yıl sonra Bişr, Amr b. Hureys el-Mahzûmî’yi Kûfe’de vekil bırakıp Basra’ya gitti. Bu sırada Ezrakī Hâricîleri’ne karşı savaşan birliklerin de başkumandanı idi. Halifeden, bu görevi hiç sevmediği Mühelleb’e devretmesine dair emir alınca çok üzüldü. Çünkü bu görevin Ömer b. Ubeydullah b. Ma‘mer’e verilmesini istiyordu. Bu sebeple son derece hissî davranarak Kûfe kuvvetlerinin kumandanına Mühelleb’in faaliyetlerini sekteye uğratmasını tavsiye etti ve Mühelleb’i zor durumda bıraktı. Basra ve Kûfe valilikleriyle yetinmeyerek Abdülmelik’e yazdığı bir mektupta bir elinin Irak ile meşgul olduğunu, fakat diğer elinin boş kaldığını ifade edince halife Haremeyn ile Yemen valiliğini de ona verdi. Ancak Bişr bu tayin fermanı eline geçmeden hastalandı ve kırk küsur yaşında iken Basra’da öldü. Onun genç yaşta ve beklenmedik bir anda ölümü askerler arasında panik yarattı ve kütleler halinde dağılmalarına sebep oldu. Halife Abdülmelik b. Mervan bu tehlikeli vaziyeti düzeltmek gayesiyle Irak yöresinin idaresini meşhur kumandan Haccac b. Yusuf es-Sekāfî’ye tevdi etmek mecburiyetinde kaldı.

Bişr yumuşak huylu, müsâmahakâr, cömert, mûsikiden ve eğlenceden zevk alan, zarif ve edip bir insandı. Şiir yazmayı severdi. İhsan ve bağışlarıyla şairlerin gönlünü kazanmıştı. Ferezdak, Cerîr, Eymen b. Hureym gibi meşhur Arap şairleri kasidelerinde onu övmüşlerdir. Halk hiçbir engelle karşılaşmadan huzuruna çıkıp derdini anlatabilirdi. Tenkit edilen yegâne davranışı, bayram namazlarında ezan okutmak gibi dinî merasimlerde ihdas ettiği bazı yeniliklerdir. Tarihçiler ondan Basra’da ölen ilk emîr olarak söz ederler.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, et-Tabakāt, V, 59; VI, 64; VII, 128; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 354-355, 571; a.mlf., eş-ŞiǾr ve’ş-şuǾarâǿ, I, 420, 453; Belâzürî, Ensâb, V, 139, 140, 164, 166, 180, 303, 335, 338, 346, 351, 354, 374-376; Müberred, el-Kâmil (nşr. M. Ahmed ed-Dâlî), Beyrut 1406/1986, III, 1297-1301, 1303-1304, 1439; Ya‘kūbî, Târîh, II, 258, 272; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), VI, 164, 169, 171, 173, 178, 193-197, 201, 202, 210, 259; Mes‘ûdî, Mürûcü’z-zeheb (Abdülhamîd), III, 117-118; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 285, 331, 343, 344, 347, 363-365, 373, 380, 381; İbn Manzûr, Muhtasaru Târîhi Dımaşk, V, s. 213-217; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, IV, 145-146; Safedî, el-Vâfî, X, 152-153; İbn Kesîr, el-Bidâye, IX, 7; İbnü’l-İmâd, Şezerât, I, 83; Abdülkādir el-Bağdâdî, Hizânetü’l-edeb, Beyrut, ts. IV, 117; J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukûtu (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1963, s. 98, 105, 107, 108; B. Lewis, Islam, London 1974, s. 23; Abdülmün‘im Mâcid, et-Târîhu’s-siyâsî li’d-devleti’l-ǾArabiyye: Ǿasrü’l-hulefâǿi’l-Emeviyyîn, Kahire 1982, s. 128, 148; Hudarî, Muhâdarât (Emeviyye), s. 154-155; H. Lammens, “Bişr”, İA, II, 656; L. Veccia Vaglieri, “Bishr b. Marwān”, EI² (İng.), I, 1242-1243.

Abdülkerim Özaydın