BİDÂYETÜ’l-MÜCTEHİD

بداية المجتهد

Meşhur İslâm filozofu ve fakihi İbn Rüşd’ün (ö. 595/1198) Mâlikî fıkhına dair eseri.

Tam adı Bidâyetü’l-müctehid ve nihâyetü’l-muktesid olup mezhepler arası karşılaştırmalı bir fıkıh kitabıdır. Fıkıh usulüne dair birkaç sayfalık mukaddimeden sonra “Kitâbü’t-Tahâre” ile başlayıp “Kitâbü’l-Akdiye” ile son bulan toplam yetmiş bölümden (kitâb) oluşmaktadır. Eserde Endülüs’te hâkim olan Mâlikî mezhebi yanında Şâfiî ve Hanefî mezhepleri de esas alınmakla birlikte, incelenen her mesele üzerinde sahâbe ve tâbiînden itibaren müellifin asrına kadar gelmiş geçmiş müctehidlerin görüşleri ve bunların dayandığı deliller kaydedilmekte, zaman zaman müellif tarafından müstakil ictihad ve tercihler de yapılmaktadır (meselâ bk. I, 9, 15, 23, 34, 51, 60). Ayrıca mezheplerin görüş birliğine vardıkları meselelerde ittifakın dayanağı, ihtilâf ettikleri hususlarda da ihtilâf noktaları belirtilmektedir. Müellif bu metoduyla ihtilâf ve illetleri inceleyenlerin aydınlatılması ve naslardan hüküm çıkarma (istinbat) melekelerinin geliştirilmesini gaye edinmiştir; eserine Bidâyetü’l-müctehid adını vermesi de bunu göstermektedir. İbn Rüşd her ne kadar Mâlikî mezhebini diğerlerine tercih etmekteyse de bu durum aşırı bir mezhep bağlılığına varmamakta ve zaman zaman İmam Mâlik’in görüşlerini tenkit ederek farklı kanaatler ileri sürdüğü görülmektedir (meselâ bk. I, 45, 48).

Müellifin delil olarak zikrettiği hadislerin sened ve metin tenkitlerine de yer vermesi (meselâ bk. I, 13, 19, 28, 29, 33, 34; II, 10, 18), filozof olduğu için eserinde aklı ön planda tuttuğuna dair hakkında ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını göstermektedir. Hadis kaynakları arasından Mağribliler’in genel yaklaşımına uygun olarak Müslim’i Buhârî’ye, bu ikisini de diğerlerine tercih etmesine rağmen yeri geldikçe başka kaynaklara da başvurmaktadır.

İbn Rüşd’ün çeşitli konularda kendi kanaatini belirtirken veya görüşler arasında tercih yaparken tıp, tabii ilimler ve astronomi sahalarındaki bilgilerini de kullandığı dikkati çekmektedir. Meselâ


gebe kadınlardan gelen kanın hayız veya istihâze kanı olduğu hususundaki ihtilâflarla ilgili olarak Hipokrat ve Galen gibi hekimlerin sözlerine yer verirken (I, 46), ölünün defni meselesinde defin işinin çabuklaştırılması gereğini zikrettikten sonra hekimlerin, boğulma veya kalp krizi gibi sebeplerden ölenlerin tekrar hayata dönmesi ihtimaline karşı üç günden önce defnedilmemesi gerektiği yönündeki görüşlerini vurgularken (I, 191), köpek artığının dinî hükmünün belirtilmesi sırasında onun kuduz olma ihtimalini ele alırken (I, 27) kendi tıp bilgisini devreye sokmaktadır. Yine ölü hayvanın kemik ve kıllarının necis olup olmadığı hususunda âlimler arasındaki görüş ayrılıklarını değerlendirmeye tâbi tutarken biyoloji ve botanik bilgisini kullanmakta (I, 68), Halîl b. Ahmed’in şafak vaktiyle ilgili görüşünü ele alırken (I, 84) veya rü’yet-i hilâl hadisinde havanın kapalı olması durumunda takdirde bulunulması gerektiğine dair ifadeyi açıklarken bundan kastın astronomik ölçümler olduğu yönündeki görüşlere yer vererek astronomi bilgisini ortaya koymaktadır (I, 241).

Fas (1327), Kahire (1329, 1334, 1335, 1339, 1371, 1928, 1960, 1966, 1983), İstanbul (1333), Tunus (1344), Kum (1406) ve Beyrut’ta (1980) pek çok defa iki cilt halinde basılan eser ayrıca Ahmed b. Muhammed b. es-Sıddîk el-Gumârî tarafından hadislerinin tahrîci yapılmak, Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî, Adnan Ali Şellâk ve dğr. tarafından tahkik edilmek suretiyle de yayımlanmıştır (I-VIII, Beyrut 1407/1987). Ahmed Meylânî’nin Türkçe’ye tercüme ettiği (I-II, İstanbul 1973-1976; I-IV [redaksiyon, hadis tahrîci ve düzenleme: Vecdi Akyüz], İstanbul 1991) eserin “Cihâd” bölümü Rudolph Peters tarafından Jihad in medieval and modern Islam. The chapter on jihad from Averroes’ legal handbook ‘Bidayāt almudjtahid’ and the treatise ‘Koran and fighting’ by the late Shaykh al-Azhar Mahmūd Shaltūt adıyla İngilizce’ye (Leiden 1977), “Nikâh” ve “Talâk” bölümleri Ahmed Laïmèche tarafından Du Mariage et de la Dissolution adıyla (Alger 1926), “Hibât”, “Vesâyâ”, “Ferâǿiz” ve “Akdiye” bölümleri de yine aynı müellif tarafından Des Donations, des Testaments, des Successions, des Jugements adıyla Fransızca’ya (Alger 1928) çevrilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, Kahire, ts. (el-Mektebetü’t-Ticâriyyetü’l-kübrâ), I-II; Serkîs, MuǾcem, I, 108; Brockelmann, GAL Suppl., I, 836; A. S. Fulton – M. Lings, Second Supplementary Catalogue of Arabic Printed Books in the British Museum, London 1959, s. 494; Cûrc Şehâte Kanavâtî, Müǿellefâtü İbn Rüşd, Cezayir 1978, s. 223-224; Âyide İbrâhim Nasîr, el-Kütübü’l-ǾArabiyyetü’lletî nüşiret fî Mısr beyne Ǿâmey 1926-1940, Kahire 1980, s. 45; MaǾa’l-mektebe, s. 354-355; J. D. Pearson – W. Behn, Index Islamicus: 1976-1980, London 1983, II, 29; Abdullah Kennûn, “İbn Rüşd el-Fakīh”, ed-Dirâsâtü’l-İslâmiyye, IV/1, İslâmâbâd 1969, s. 102-107.

Cengiz Kallek