BENÂKİTÎ

البناكتي

Fahrüddîn Ebû Süleymân Dâvûd b. Muhammed (ö. 730/1329-30)

İranlı tarihçi ve şair.

Hayatı hakkında pek az bilgi vardır. Fahr-i Benâkitî adıyla da tanınır. Özellikle şer‘î ilimlerde birçok âlim yetiştiren Benâkitli bir aileye mensuptur. Babası Tâceddin Ebü’l-Fazl Muhammed (ö. 682/1283), Begavî’nin Mesâbîhu’s-sünne’sine el-Meysûr adıyla şerh yazmış büyük bir âlim, kardeşi Nizâmeddin Ali ise (ö. 699/1300), herkesin hürmet ve itimadını kazanmış, Tebriz’de irşad ile meşgul olan bir mutasavvıftı. Daha çok şair olarak tanınan Benâkitî Tebriz’de İlhanlılar sarayına intisap etti. Zilkade 701’de (Temmuz 1302) Gazan Mahmud Han tarafından melikü’ş-şuarâlığa tayin edildi.

Benâkitî’nin en önemli eseri, Olcaytu Hudâbende’nin (1304-1317) emriyle yazmaya başladığı ve asıl adı Ravzatü üli’l-elbâb fî tevârîhi’l-ekâbir ve’l-ensâb olan Târîh-i Benâkitî’dir. Müellif eserini 1317’de Ebû Saîd Bahadır Han döneminde tamamladı. Eser, muhtevasındaki sıralamada yapılan değişiklik ve İlhanlılar dönemine ait orijinal bilgiler dışında Reşîdüddin’in Câmiu’t-tevârîħ


adlı tarihinin bir özeti niteliğindedir. Târîh-i Benâkitî, sırasıyla peygamberler ve kilise babaları (Âbâ-i Nasrâniyye), eski İran hükümdarları, Hz. Peygamber ve halifeler, Abbâsîler ve onların çağdaşı İran hânedanları, yahudiler, hıristiyanlar ve Franklar, Hintliler, Çinliler ve Moğollar olmak üzere dokuz bölüme ayrılır. 1304-1317 yılları arasındaki olayları içine alan dokuzuncu bölümün son tarafları orijinal bilgiler ihtiva eder. Benâkitî’nin gayri müslimler hakkında verdiği hükümler gerçeğe oldukça yakındır. Müslümanlarca bilinmeyen Avrupa ülkeleri ve oralardaki olayları da belirtmesi ayrıca dikkate değer.

Eserin dünya kütüphanelerindeki çeşitli nüshalarından başka 746’da (1345) istinsah edilen güzel bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Ayasofya, nr. 3096). Çin’le ilgili olan sekizinci bölüm August Müller tarafından Latince çevirisiyle birlikte Abdallare Beidawaei Historia Sinensis adıyla ve Beyzâvî’ye nisbet edilerek yayımlanmış (Berlin 1677; Jena 1689), sonradan S. Weston da aynı hatayı işleyerek bu bölümü A Chinese Chronicle by Abdollah of Beyza (London 1820) adıyla İngilizce’ye çevirmiştir. Ancak daha sonra Quatremère eserin Nizâmü’t-Tevârîħ sahibi Beyzâvî’ye değil Benâkitî’ye ait olduğunu ispat etmiş, sekizinci bölümün bir parçasını da Fransızca’ya çevirmiştir. Târîh-i Benâkitî Câfer Şiâr tarafından yayımlanmıştır (Tahran 1348 hş./1969).

Melikü’ş-şuarâ unvanını taşıyan Benâkitî’nin divanı günümüze kadar gelmemiştir. Devletşah onun çok parlak kaside ve kıtalarının bulunduğunu söyler ve bir gazelini nakleder. Tarihinde de bazı şiirlerine rastlanmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Devletşah, Tezkiretü’ş-şuarâǿ (nşr. Muhammed Abbâsî), Tahran 1337 hş., s. 251; a.e. (trc. Necati Lugal), İstanbul 1977, II, 281-284; Hândmîr, Habîbü’s-siyer, Tahran 1271 hş./1855, III, 113; Quatremère, Histoire de Mongols, Paris 1836, s. LXXXV, LXXXVI; Hammer, Geschichte der ilchane, Darmstadt 1854, II, 267; Storey, Persian Literature, II/1, s. 79 vd.; E. G. Browne, Ez Sadî tâ Câmî (trc. Ali Asgar Hikmet), Tahran 1339 hş./1960, s. 143 vd.; Sarton, Introduction, III/2, s. 976-977; H. M. Elliot, The History of India, as Told by Its Own Historians (nşr. J. Dowson), Lahor 1976, II, 55 vd.; Barthold, Türkistan, s. 65; a.mlf., “Benâkitî, İA, II, 513; a.mlf. - H. Massé, “Banakitı”, EI² (Fr.), I, 1042; Abbas İkbal, Târîh-i Mogul, Tahran 1365 hş., s. 520; Safâ, Edebiyyât, III/2, s. 1265-1268; P. Jackson, “Banakatı”, EIr., III, 669.

Tahsin Yazıcı