BAYRAKLI CAMİ

Belgrad’da Türk devrinden günümüze kadar ayakta kalan cami.

Yugoslavya’nın başşehri Belgrad’da bugün Gospodar Jevremovoj caddesi yakınında bulunan Bayraklı Cami’nin hangi tarihte ve kim tarafından yaptırıldığı açık şekilde bilinmemektedir. Tayyib Okiç Üsküp’te çıkan Bayrak gazetesinin 1959 yılına ait bir sayısında kaynak gösterilmeksizin bânisinin Hacı Evrenos soyundan Ali Bey olduğu ve caminin 930’da (1524) yapıldığının belirtildiğini yazmaktadır. 1953-1963 yıllarında yapılan tamir sırasında minareye geçit veren kapının üstünde tahrip edilmiş bir kitâbe bulunmuştur. Okiç ikinci rakamı okunamayan bu kitâbedeki tarihin 928 (1522) veya 988 (1580) olabileceğini ileri sürmektedir. Bayraklı Cami gerçekten 928’de yapılmışsa, Belgrad’ın fethinin hemen arkasından şehirde inşa edilen ilk camidir.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde adına rastlanmayan bu caminin o devirde başka bir ad ile tanınması muhtemeldir. Nitekim E. Hakkı Ayverdi XVIII. yüzyıla ait bir evkaf defterinde (def. 757, 16, s. 2), “Vakf-ı Câmi-i Şerîf-i Hüseyin Kethüdâ, el-Ma‘rûf Câmi-i Şerîf-i Bayraklı der Varoş-ı Mahrûsa-i Belgrad” başlığı ile bu caminin kaydını bulmuştur. Divna Duriç-Zamolo’ya göre ise cami XVII. yüzyıl sonlarında çizilen Belgrad planlarında işaretlenmiş ve bir ihtimale göre 1660-1688 yılları arasında yapılmıştır. Bu araştırmacı caminin Sultan II. Süleyman (1687-1691) tarafından yaptırıldığı yolunda bir rivayet bulunduğuna da işaret ederek bir adının da Çuhacı (Čokadήi) Hacı Ali Bey (veya Paşa ?) Camii olduğunu yazar. Belgrad Avusturya tarafından işgal edildiğinde cami 1717-1739 yılları arasında Katolik kilisesine çevrilmiş ve Cizvit tarikatına tahsis edilmiştir. 1728’de yapılan bir tahrirde 888 numara ile Cizvitler’in idaresinde bir kilise olarak işaretlenmiştir. Tayyib Okiç de 1953-1963 yılları arasındaki tamir sırasında son cemaat yeri altında bulunan mezarlardaki iki iskeletin, cesetlerin yatış durumlarına göre hıristiyan olduklarını tesbit etmiştir.


Belgrad 1739’da Avusturyalılar’dan geri alındıktan sonra 1741’de Hüseyin Kethüdâ tarafından cami tamir ve ihya edilmiş ve buraya Hüseyin Kâhya (Husein-céhajina) veya Kâhya Bey (Céhaja-begova) Camii denilmiştir. Ancak XVIII. yüzyıldaki bu tamirden sonra muvakkithâne olarak da kullanılan caminin, minaresine belirli saatlerde bayrak çekildiğinden, halk arasında Bayraklı Cami adı yerleşmiştir. Nitekim 1789 yılında çizilen bir planda caminin yanındaki sokak bu adla işaretlenmiştir. Belgrad’ın üçüncü işgalinden (1789-1791) sonra bütün camiler gibi Bayraklı Cami de herhalde harabe haline gelmiş bir durumda olmalıdır. Bu işgal sırasında Belgrad camilerinde cereyan eden korkunç sahnelerin burada da geçtiğine ihtimal verilir. Belgrad’ın kesin olarak elden çıkması tarihi olan 19 Eylül 1867’ye kadar müslüman cemaat tarafından bakımı sürdürülen ve kullanılan Bayraklı Cami, Knez Mihail Obrenoviç’in 18 Mayıs 1868 tarihli iradesiyle, hademesine Sırp Devleti tarafından maaş verilmek suretiyle resmen İslâm cemaatine tahsis edilmiştir. Bundan sonra bir ara kapatılan cami 1311’de (1893-94) Sultan II. Abdülhamid’in baskısı ile bir tamir daha görmüştür. Bunu belirten Tevfik adlı bir şairin yazdığı ve el yazması levha halinde olan uzun bir tarih manzumesinde Padişah II. Abdülhamid’e ve Sırp Kralı Aleksandr Obrenoviç ile belediyeye teşekkür edilmektedir. Okiç’in ifadesine göre veliaht Yûsuf İzzeddin Efendi I. Dünya Savaşı yıllarında Almanya’ya giderken uğradığı Belgrad’da Bayraklı Cami’ye güzel bir halı hediye etmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında cami top mermileri isabetiyle zarar görmüş, 1945’ten sonra bir ara, içine namaz kılar vaziyette bal mumu mankenler konularak acayip bir müze yapılması da düşünülmüştür. 1953-1963 yılları arasında yapılan bir tamirin birçok bakımdan hatalı olduğu görülmektedir. Vaktiyle 250’ye yakın camisi olan Belgrad’ın ayakta kalabilen bu son camisi bugün hâlâ esas görevini sürdürmektedir.

Bayraklı Cami tamamen kesme taştan inşa edilmiş olup basit bir mimariye sahiptir. Her bir kenarı dıştan 12,80 m. olan bir kare biçimindedir. Üzeri 10,20 m. çapında bir kubbe ile örtülüdür. Rumeli camilerinde biraz yüksek olan sekizgen biçimli kasnak son tamirde mimari üslûbuna çok aykırı düşecek biçimde aşırı yükseltilmiştir. Caminin son cemaat yeri tamamen kaldırılmış, bütün pencerelere Türk mimarisinde benzeri olmayan şebekeler takılmış, alt sıra pencereler dikdörtgen olması gerekirken sivri kemerli yapılmış ve esas cümle kapısına çok ters düşen yuvarlak kemerli bir kapı açılmıştır. Yeni inşa edilen şadırvan ise hem çirkin hem de kullanışsızdır. Cami 1930’dan sonra ibadetler dışında reîsülulemâlık tevcihi gibi önemli dinî toplantıların yapıldığı bir merkez olma özelliğini de kazanmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

D. Durič-Zamolo, “Beograd kao orijentalna varoš pod Turcima, 1521-1867”, Arhitektonskourbanistička, Beograd 1977, s. 23-25, rs. 2-3; Ayverdi, Avrupa’da Osmanlı Mi‘mârî Eserleri III, s. 11-12, rs. 874-875; M. Delič, “Turkske starine u Beogradu”, Beogradske opštinske novine, sy. 1-3, Beograd 1937, s. 69-70; A. Hadήič, “Bajrakli-dήamija u Beogradu”, Godišnjak Muzeja grada Beograda, IV, Beograd 1957, s. 93-101; Lj. Nikić, “Dήamije u Beogradu”, a.e., V (1958), s. 163-164; H. Şabanovič, “Urbani razvitak Beograda od 1521 do 1688 godine”, a.e., XVII (1970), s. 26-27; Tayyib Okiç, “Belgrad’daki Bayraklı Camii”, VD, X (1973), s. 385-401.

Semavi Eyice