BÂÛNİYYE

الباعونيّة

Ümmü Abdilvehhâb Âişe bint Yûsuf b. Ahmed b. Nâsır el-Bâûniyye ed-Dımaşkıyye (ö. 922/1516)

Kadın mutasavvıf-şair ve edip.

Büyük dedesi Nâsır b. Halîfe el-Bâûnî’ye nisbetle tanınan değerli âlimlerin yetiştiği bir aileye mensuptur. Babası Trablus, Safed, Halep ve Dımaşk’ta kadılık yaptı; Âişe el-Bâûniyye de Dımaşk’ta doğdu. Sekiz yaşında iken Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledi. Tasavvuf eğitimini Seyyid İsmâil el-Hârizmî ve Muhyiddin Yahyâ el-Urmevî’den aldı. Oğlunun devlet kademelerinde bir görev alabilmesi için 919 (1513) yılında Kahire’ye gitti. Sultan Kansu Gavri ve diğer bazı yöneticilerle


görüştüyse de devletin içinde bulunduğu kritik durum sebebiyle istediğini elde edemedi. Tasavvuf ve edebiyata olduğu kadar fıkha da vukufu bulunan Bâûniyye’ye Kahire’de fetva ve tedris icâzeti verildi. Burada tanıştığı meşhur ediplerden Abdürrahîm el-Abbâsî ile aralarında manzum yazışmalar oldu. Daha sonra Dımaşk’a dönen Bâûniyye, 1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in Suriye seferi münasebetiyle o yöreye gelen Kansu Gavri ile tekrar görüşmek için Halep’e gittiyse de sultanın Mercidâbık Savaşı’nda ölmesi üzerine onunla görüşme imkânı bulamadan Dımaşk’a döndü ve aynı yıl burada vefat etti.

Eserleri. Daha çok edebiyat ve tasavvufla ilgili eserler veren Bâûniyye’nin bilinen eserleri şunlardır: 1. el-Fethu’l-mübîn fî medhi’l-Emîn. En tanınmış eseri olup Hz. Peygamber’e methiye olarak yazmıştır. Edebî sanatlara örnek sayılacak bir mükemmelliğe sahip bulunan eserde Bâûniyye tarz olarak Safiyüddin el-Hillî’yi takip etmiş ve muhtemelen daha çok İbn Hicce’nin tesirinde kalmıştır. Abdülganî en-Nablusî’nin de Nesemâtü’l-eshâr’ı (şerhi Nefehâtü’l-ezhâr, Kahire 1299) telif ederken bu eserden etkilenmiş olduğu şüphesizdir. el-Fethu’l-mübîn, yine Bâûniyye’nin buna yaptığı şerh ile birlikte, kenarında Bedîüzzaman el-Hemedânî’nin Resâǿil’i olduğu halde önce Bulak’ta (1291), sonra da ikisi bir arada İbn Hicce’nin Hizânetü’l-edeb ve gayetü’l-ereb adlı eserinin kenarında Kahire’de (1304) basılmıştır. 2. Mevlidü’n-nebî (el-Mevridü’l-enhâ fi’l-mevridi’l-esnâ) (Dımaşk 1301, 1310). Bâûniyye’nin mensur ve manzum olarak telif ettiği bir eserdir.

Fütûhu’l-Hak fî medhi seyyidi’l-halk (Süleymaniye Ktp., Âşir Efendi, nr. 449/1), el-Kavlü’s-sahîh fî tahmîsi Bürdeti’l-medîh (Süleymaniye Ktp., Âşir Efendi, nr. 463/3), Levâmihu’l-fütûh fî eşrefi memdûh, Nefâīisü’l-gurer fî medhi seyyidi’l-beşer adlı eserlerinin müellif hattı birer nüshası Zâhiriyye Kütüphanesi 7335 numarada kayıtlı olup Feyzü’l-fazl adlı divanının yazması da mevcuttur (bk. Muhammed Ali Hasan, s. 93). Kaynaklarda ayrıca Sehâvî’nin el-Kavlü’l-bedîǾ fi’s-salâti Ǿale’l-habîbi’ş-şefîǾ adlı eserini bir kaside (urcûze) şeklinde ihtisar ettiği, tasavvufî konularla ilgili el-Fethu’l-hanefî, el-Melâmihu’ş-şerîfe ve’l-âsârü’l-münîfe ve Hâce Abdullah Herevî’ nin Menâzilü’s-sâǿirîn’inin manzum bir muhtasarı olan el-İşârâtü’l-hafiyye fi’l-menâzili’l-Ǿaliyye ile ed-Dürrü’l-gāǿis fî bahri’l-muǾcizât ve’l-hasâǿis, adlı eserlerinin olduğu da zikredilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâǿire, I, 287-292; Keşfü’z-zunûn, I, 96, 732; II, 1081, 1232, 1234, 1813, 1828; İbnü’l-İmâd, Şezerât, VIII, 111-113; Serkîs, MuǾcem, I, 519; Brockelmann, GAL, II, 349; Suppl., II, 181, 381; a.mlf., “A’işe”, İA, I, 230; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 436; Ziriklî, el-AǾlâm, IV, 6; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, V, 57; a.mlf., AǾlâmü’n-nisâ, III, 196-197; Ömer Ferrûh, Târîhu’l-edeb, III, 843, 926-930; Ömer Nasuhi, “Âǿişe”, İTA, I, 206; Abdullah Muhlis, “Âǿişe el-BâǾûniyye”, MMİADm., XVI/1-2 (1941), s. 66-72; Muhammed Ali Hasan, “el-BâǾûniyye eş-şâǾiretü’s-sûfiyye”, el-Mevrid, V/3, Bağdad 1976, s. 90-100; W. A. S. Khalidi, “al-BaǾūnī”, EI² (İng.), I, 1109.

Ahmet Özel