BAŞMUHASEBE KALEMİ

Osmanlı maliyesinin en önemli kalemlerinden biri.

Muhâsebe-i Evvel de denilen bu büro muhtemelen XVII. yüzyılın başlarında kurulmuştur. Bundan önce Hazîne-i Âmire’ye bağlı ve muhasebeci denilen bir memurun bulunduğu Fâtih’in teşkilât kanunnâmesinden anlaşılmaktadır. Önceleri tek bir muhasebeci varken malî işlerin artması dolayısıyla biri Rumeli’de, diğeri Anadolu’da olmak üzere iki muhasebeci ortaya çıktı. Nitekim 1503’te Rumeli ve Anadolu olarak ayrılmamakla birlikte iki muhasebeci görev yapıyordu. XVI. yüzyılın başlarında 1527-1528 tarihli


bütçeden anlaşıldığına göre Anadolu ve Rumeli muhasebecileri yanında Suriye-Mısır’ın fethinden sonra Arap vilâyeti muhasebecisi adıyla bunlara bir üçüncüsü eklendi. Ancak XVI. yüzyıl ortalarına ait hazine kâtipleri listelerine göre bu sonuncusu Kanûnî Sultan Süleyman dönemi başlarında Arap vilâyetinin lağvedilip Mısır, Halep ve Şam vilâyetlerinin teşkil edilmesi üzerine kaldırıldı. Bundan sonra XVI. yüzyıl boyunca merkezde Hazîne-i Âmire’ye bağlı Anadolu ve Rumeli muhasebecileri ve bunların yardımcıları görev yaptı. Nitekim Selânikî Mustafa Efendi’nin 1600 senesi başlarına kadar gelen Târih’inde başmuhasebe tabirine rastlanmamakta, Rumeli, Anadolu muhasebecileri, haraç muhasebecisi ve evkaf muhasebecisi tabirleri geçmektedir (s. 719, 728, 764). Buna karşılık 1596 Eğri seferi sırasında Topçular Kâtibi Abdülkadir Efendi’nin Rumeli muhasebecisi yerine başmuhasebe tabirini kullandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Anadolu muhasebecisi, cizye muhasebecisi, evkaf muhasebecisi vazifeleri de eserde yer almaktadır (Târih, s. 92-93). Bu sıralarda muhtemelen Rumeli muhasebecisi büronun reisi sıfatını kazanmış ve XVII. yüzyıl başlarında bunun aynı zamanda Muhâsebe-i Evvel veya Başmuhasebeci olarak adlandırılması ile Başmuhasebe Kalemi de teşekkül etmiştir.

Bu büronun teşkilinde Osmanlı maliyesinin giderek merkezîleşmesi önemli rol oynamış olmalıdır. Zira Osmanlı bütçelerinden anlaşıldığı üzere XVI. yüzyılda eyaletlere göre bir tasnif yapılırken XVII. yüzyıldan itibaren Mısır hariç eyaletlerin gelirleri merkezle birlikte hesaplanmış ve bu hesapların tek bir elden görülmesi gerekince bir başmuhasebecinin emrinde yeni bir kalemin kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur. Böylece Rumeli muhasebecisi Başmuhasebe Kalemi’nin temelini oluştururken Anadolu muhasebecisi müstakil başka bir kalem halinde (Anadolu muhasebesi) teşkilâtlanmıştır. 1615 tarihli bir kayda göre Muhâsebe-i Evvel adı altındaki kalem Başmuhasebeci Nasuhî Efendi başkanlığında üç halife, dört şâkirdden oluşmakta, burada ayrıca Anadolu Muhasebesi Kalemi müstakil olarak kaydedilmiş bulunmaktaydı (BA, KK, nr. 1902, s. 84).

Başmuhasebe Kalemi gelir giderler, maliye ile ilgili kanun ve nizamlar, Enderun ve Has Ahur hazinelerinde bulunan mücevherlerle her çeşit eşyanın kayıtlarını kontrol ederdi. Tophane, Tersane, Matbah, Zahire, Haremeyn ve Maliye hazineleri yaptıkları işlere göre altı şubeye ayrılmış ve bu kaleme bağlanmışlardı. Her şube hoca denilen başkâtipler tarafından idare edilmekteydi. Hangi hazineye ait olursa olsun verilen senet suretleri mutlaka Başmuhasebe Kalemi’nden geçerdi. Bu hazinelerin memurları değiştirildiği zaman hesapları Başmuhasebe Kalemi tarafından görülür, kayıtlarla karşılaştırıldıktan sonra zimmetlerinin bulunup bulunmadığı tesbit edilirdi. Mühimmat, mukataat ve mâlikâneye ait kayıt defterleriyle hükümet adına verilen sipariş ve girilen taahhütlerin hesapları ve muâmelât kayıtları da Başmuhasebe Kalemi tarafından tutulur ve saklanırdı. Muhâsebe-i Evvel veya Hisâbat Kalemi denen bu büro başmuhasebeci adı verilen bir müdür tarafından idare edilir, ona bağlı kâtiplerin kıdemlisine de başhalife denirdi.

Gelir giderleri denetlemek görevini yüklenen başmuhasebeci, bütçelerde yer alan bütün maliye kalemlerinin de yöneticisi durumundaydı. Maliye kalemlerinin çalışmaları onun gözetimi altında gerçekleştirilirdi. Cizye, mukataa, avârız, bedel-i nüzül gelirlerinin tahsili, mukataaların satışı, bunlarla ilgili muâmelâta dair emirler ve gerekli bazı ödemelerin yapılması için çıkan fermanların asılları ile maliye tarafından yazılan hükümler bu kalemde saklanır, ilgili kalemlerdeki defterlere kaydedilmek üzere kaime* ve ilmühaber verilirdi (BA, MAD, nr. 9917, s. 60). 1691’deki cizye reformundan önce devletin gelirlerinin en büyük bölümünü Başmuhasebe Kalemi denetliyordu. Bu dönemde denetlediği gelirler arasında cizye, mukataa, timar ve zeâmet bedelleri, eyaletlerin gelirleri ve avârız türü vergilerden olan iştirâ bedelleri başta geliyordu. Cizye reformundan sonra kalemlerin gelir kaynaklarında önemli yapı değişiklikleri oldu. Bu reformla cizye gelirleri bir kalemde toplandı, maliye kalemlerinin de aslî fonksiyonlarına göre çalışmaları yeniden düzenlendi. Bu arada Başmuhasebe Kalemi’nin farklı gelir kaynakları daha geniş bir alana yayıldı. Nitekim 1679’da Muhâsebe-i Evvel bürosuna ait yetmiş gelir kalemi tesbit edilmiştir. 1690-1691’de 99, 1698-1699’da 225, 1701-1702’de 185, 1710-1711’de 239, 1716’da 141 kalem gelir kaynağı bütçelerde Başmuhasebe Kalemi’ne ait olarak gösterilmiştir. 1690-1716 yılları arasında bu büroya ait olup 10 milyon akçeyi aşan gelir kaynakları arasında Gümüşhane hasları, Diyarbekir Voyvodalığı, Erzurum gümrüğü, Halep muhassıllığı, Rakka, Girit, Sayda-Beyrut ve Trablusşam mukataaları başta gelmekteydi. 1734’te toplam gelir kaynakları 297 iken bu rakam 1748’de 557 gibi büyük bir sayıya ulaşmış, 10 milyonun üzerindeki gelir kalemleri aynı kalmıştır.

En önemli gelir kalemi olan Başmuhasebe, aynı zamanda bazı giderlerin hesabını da tutuyordu. 1696-1705 bütçelerine göre bu büro bazı kale muhafızları mevâciblerini, vazifeleri, has ve sâlyâne giderlerini de yönetmekteydi ve gider büroları arasında dördüncü-beşinci sırada yer alıyordu (% 6,2-% 8,5). Ayrıca hazineye girmeden önce belirli bir harcama alanına tahsis edilen gelirleri ifade eden mahsuplarda Başmuhasebe Kalemi içinde 1696-1698 döneminde sürekli yükselme görülürken 1700’lerden sonra sürekli düşüş meydana geldi. Bunda Karlofça Antlaşması’nın getirdiği siyasî şartlar çerçevesinde toprak kayıpları, toplanması mümkün olmayan ve azalan gelirlerin bütçeden çıkarılması ve satılamayan mukataalar rol oynamıştır.

1785-1786’da ise Başmuhasebe Kalemi gelir yekûnu 4.790.668 kuruşa ulaşmıştı. Bu yıllarda Başmuhasebe’ye bağlı gelirler mukataa, mensuhat, cebeli, eşkinci bedeliyeleri, berat rüsûmu, mâlikâne mukataalardan sağlanan muaccele gelirler ve Gümüşhane madeni idi. XIX. yüzyılda ordu hazinesi hesapları genellikle aylık olarak buraya gönderilir, bunlar Başmuhasebe defterlerine geçirilirdi. Îrâd-ı cedîd hazinesi kurulunca buna ait hesap defterlerinin bir sureti burada saklandı. Ayrıca Tersane hazinesi için de aynı durum geçerliydi. 1250’den (1834-35) sonra Başmuhasebe Maliye muhasebesi şekline dönüştürüldü. Tanzimat’tan sonra bir müddet daha aynı şekilde Maliye Nezâreti’ne bağlandı. Daha sonra bu büro Muhâsebe-i Umûmiyye Müdiriyeti halinde teşkilâtlandırıldı. Bugün Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde D.BŞM kodu altında bu büroya ait defter ve evrak serileri oldukça büyük bir yekûn oluşturmaktadır. Bu kalemin başlıca defterleri arasında mukataat, hâsılat, hazine vâridat ve masraf defterleri, berat, mâlikâne ve ahkâm kaydına mahsus defterler, eyalet hazinelerinin vâridat ve masârifat defterleri, bakaya ve zimmet defterleriyle muhallefât defterleri, havale defterleri, müşâhere defterleri ve cizye defterleri sayılabilir.


BİBLİYOGRAFYA:

BA, MAD, nr. 559, s. 8-9; nr. 9917, s. 60; BA, KK, nr. 1764, s. 121; nr. 1902, s. 84; nr. 6593, vr. 242b; TSMA, D. 3208; Selânikî, Târih (İpşirli), s. 666, 719, 728, 764, 813; Topçular Kâtibi Abdülkadir Efendi, Târih (haz. Ziya Yılmazer, doktora tezi, 1990), İÜ Ed.Fak., Genel Kitaplık, nr. TE 80, s. 92-93; Mustafa Nuri Paşa, Netâyicü’l-Vukuât, İstanbul 1327, IV, 118-119; Abdurrahman Vefik, Tekâlif Kavâidi, İstanbul 1328, I, 184-187, 292-293; Uzunçarşılı, Merkez-Bahriye, s. 346-347, 354-355, 371; Ahmet Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Mâliyesi, İstanbul 1985, s. 44, 83-89, 111-113, 180; a.mlf., “XVII ve XVIII. Yüzyıl Osmanlı Bütçeleri”, Ord.Prof. Ömer Lûtfi Barkan’a Armağan (İFM, özel sayısı, XLI/1-4, 1985, s. 405); Sertoğlu, Tarih Lügatı, s. 37; Necati Aktaş - İsmet Binark, el-Arşîfü’l-Osmânî, Amman 1986, s. 22; Yavuz Cezar, Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Değişim Dönemi, İstanbul 1986, s. 93-94, 123, 159; Ömer Lutfi Barkan, “H. 933-934 (M. 1527-1528) Mali Yılına Ait Bir Bütçe Örneği”, İFM, XV/1-4 (1955), s. 324; a.mlf., “Osmanlı İmparatorluğu Bütçelerine Dair Notlar”, a.e., XVII/1-4 (1960), s. 199-204; a.mlf., “İstanbul Saraylarına ait Muhasebe Defterleri”, TTK Belgeler, IX/13 (1979), s. 307, 351; “Fatih’in Teşkilât Kanunnâmesi” (nşr. Abdülkadir Özcan), TD, XXXIII (1982), s. 38, 44; Pakalın, I, 168; II, 568-569.

Feridun Emecen