BÂRİKA-i ZAFER

بارقهء ظفر

Nâmık Kemal’in (ö. 1888) İstanbul’un fethini konu alan tarihî muhtevalı ilk eseri.

Nâmık Kemal’in yazı hayatının henüz başlangıcında, “lugatlı yazı yazamadığını” iddia eden muarızlarına cevap mahiyetinde, eski tarz sanatkârane nesir üslûbuyla kaleme aldığı küçük bir risâledir. Yazar bir gün gibi çok kısa sürede yazdığı Bârika-i Zafer’de eski nesrin bütün sanat oyunlarına başvurarak eski edebiyat taraftarlarına bu tarzda da rahatça yazı yazabildiğini göstermek istemiştir. Bunun sonucu eserde muhtevadan çok şekle ve söz oyunlarına yer verilmiştir. Ancak yine de Bârika-i Zafer’in eski nesrin özellikleri açısından hatalı ve noksan olduğunu söylemek mümkündür. Muhteva bakımından İstanbul’un fethine dair genel bilgileri ihtiva eden eserde basit bir cümle ile ifade edilebilecek bir hadise uzun, ağır, süslü cümlelerle anlatılmaya çalışılmış ve karışık cümleler kurulmuştur. İfadeyi süslemek için yer yer Arapça ve Farsça beyitler nakledilmiş, ayrıca kelimelerin seçiminde seci arzusu ön planda tutulmuştur.

Nâmık Kemal Bârika-i Zafer’i Ramazan 1278’de (Mart 1862) yazmış olmakla beraber ancak Avrupa’dan döndükten sonra 1872’de yayımlamıştır. Müellifin geçen zaman içinde kazandığı fikrî merhaleyi gösterecek yeni bir eser yerine eski bir çalışmasını neşretmesi, Osmanlı Devleti’nin yükseliş devri konusu üzerinde bir tarih denemesi ortaya koyma isteğinden ileri gelmektedir. Bârika-i Zafer, Nâmık Kemal’in Devr-i İstîlâ’dan (1867) sonra müstakil olarak neşrettiği (İstanbul 1289, 1290, 1305) ikinci eseridir.

Eser yeni harflerle de yayımlanmıştır (İskender Pala, Namık Kemal’in Tarihî Biyografileri, Ankara 1989, s. 193-205).

BİBLİYOGRAFYA:

M. Kaya Bilgegil, Harâbât Karşısında Nâmık Kemal, İstanbul 1972, s. 193-202; Mehmet Kaplan, “Namık Kemal ve Fatih”, TDED, VI (1954), s. 71-74, 82; Ömer Faruk Akün, “Nâmık Kemal’in Kitap Halindeki Eserlerinin İlk Neşirleri”, TM, XVIII (1976), s. 8-10.

Abdullah Uçman