ATIYYE-i SENİYYE

عطيهء سنيّه

Padişahlar tarafından çeşitli kimselere verilen hediyeler için kullanılan bir tabir.

Atıyye (çoğulu atâyâ) “bahşiş ve ihsan” mânasına gelmektedir. Genellikle padişahlar tarafından nakit olarak verilen hediyeler için kullanılır. Önceleri şairlere, sanatkârlara, saray mensuplarına, ulemâ ve meşâyihe in‘am, tasadduk, ihsan gibi adlarla verilen hediyeler de muhtemelen atıyye ile aynı anlamı taşır. Padişahlar belli günlerde saray halkına, çeşitli vesilelerle devlete hizmeti geçen kişilere yahut marifet sahibi kimselere, bir işte fevkalâde başarı gösterenlere, hatta tâziye maksadıyla bazı önemli şahıslara, yabancı elçilerin maiyetindekilere elbise ve kumaş gibi hediyeler yanında para keseleri de ihsan ederler ve bunlara “atıyye-i seniyye” denirdi. Cülûs münasebetiyle askere “atâyâ-yı cülûsiyye” adıyla bahşiş dağıtılırdı. Yeni yıl münasebetiyle dağıtılan paralara da “muharrem atıyyesi” adı verilirdi. Ayrıca hac mevsiminde Hicaz’a gönderilen paralar için de bu tabir kullanılırdı. Her sene Mısır’dan Mekke’ye gönderilmesi âdet olan akçeler “atıyye-i câize-i hümâyun” olarak adlandırılırdı. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasında hizmeti geçenlere yeni görevler verilirken nakit para da ihsan edilmişti. Bunlardan kul kethüdâsı Hasan Ağa’ya mîr-i mîrân rütbesiyle 50.000 kuruş, saksoncubaşıya yirmi beş kese atıyye verilmiş, bu ihsanlar Teşrifatçı Necib Efendi tarafından dağıtılmıştı. 1849’da eski sadrazamlardan Rauf Paşa’nın Bebek’teki yalısının tamir masrafı için kendisine padişah tarafından 250 kese atıyye-i seniyye ihsan edilmişti. II. Abdülhamid de huzur derslerinde bulunan hocalara çeşitli hediyeler yanında nakit atıyyeler de verirdi. Mübarek gecelerde nöbetle davet ettiği tarikat şeyhlerine bohçalar içinde hediyeler, dervişlere de atıyye olarak para keseleri dağıttırır, camide, huzurunda vaaz eden şeyh efendilerin koyunlarına “atıyye çıkınları” koydurur, mevlidhanlara da para keseleri verdirirdi.

Padişahlar tarafından çeşitli vesilelerle verilen bu hediyeler, ilim ve fikir adamlarıyla şair, edip ve sanatkârların teşviki, devlet hizmetinde liyakatı görülenlerin mükâfatlandırılması bakımından Osmanlı kültür, ilim ve siyaset hayatında önemli bir rol oynamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

BA, Mısır Mühimmesi, nr. 8, s. 22, hüküm 88; Teşrifatîzâde Mehmed, Defter-i Teşrîfât, İÜ Ktp., TY, nr. 8892, vr. 109ª, 139ª; Râşid, Târih, II, 312; Teşrîfât-ı Kadîme, s. 5; Cevdet, Târih, XII, 169; Atâ Bey, Târih, I, 214, 239, 240, 277; Lutfî, Târih, IX, 16; Pakalın, I, 110-111; İsmail E. Erünsal, “II. Bâyezid Devrine Aid Bir İn’âmât Defteri”, TED, sy. 10-11 (1981), s. 301-341.

Feridun Emecen