ASHÂBÜ’ş-ŞİMÂL

أصحاب الشمال

Amel defterleri sol taraflarından verilenler, cehennemlikler anlamında bir Kur’an terimi.

Arapçada “sol taraf” mânasına gelen şimâl ile ashâb (topluluk, grup) kelimelerinden oluşan ashâbü’ş-şimâl (el-Vâkıa 56/41) terimi, yaratılışın başlangıcında Allah’a vermiş oldukları sözü (mîsâk-ı fıtrî) dünyada bozup önce kendilerine karşı, sonra da kötülüğü bir huy haline getirmekle başkalarına karşı kötü davranan ve âhirette amel defterlerini soldan veya arka taraftan alacak olan kimseleri ifade eder. “Sol taraf” veya “uğursuzluk” anlamına gelen meş’eme kelimesiyle birleşince ashâbü’l-meş’eme de (أصحاب المشئمة) (el-Vâkıa 56/9; el-Beled 90/19) aynı mânayı ifade eder. Bir kısım müfessirler ise yaratılışın başlangıcında (bk. el-A‘râf 7/172) Âdem’in sol tarafından çıkartıldıkları veya sol yanında bulundukları için bunların ashâbü’ş-şimâl ve ashâbü’l-meş’eme diye adlandırıldıklarını kabul ederler. Cehennemliklerin bu adla anılmalarını, amel defterlerinin sol taraflarından verilmesi, mahşerde sıkıntılar içinde terkedilip ihmal edilerek hesaplarının en son görülmesi ve cehenneme sol taraftan atılmaları ile izah edenler de vardır. Ashâbü’l-yemîn*in mukabili olan bu grubun âhiret hayatında yakıcı bir suda, kömür ve kurum gibi kararan dumanlı bir havanın bulunduğu veya hastalık taşıyan ve öldürücü sıcak bir rüzgârın estiği yerde, hiçbir kimsenin içinden çıkamayacağı, kapıları kapatılmış cehennemde azap görecekleri ifade edilir (bk. el-Vâkıa 56/42-48). Bu azabın sebebi olarak, onların âyetleri ve âhireti inkâr etmeleri, Allah’a ibadet etmekten yüz çevirmeleri, şirk koşmaları, büyük günah işlemeleri gibi fiiller gösterilir. Yine bunların dünya hayatındaki içtimaî ve ahlâkî durumlarından söz edilirken namaz kılmayan, fakir doyurmayan, bâtıl işlere dalan kimselerle beraber olan ve hesap gününü inkâr eden kimseler oldukları ifade edilir (bk. el-Müddessir 74/44-47). Kur’an’da ashâbü’ş-şimâl hakkında, fakirin ihtiyacını giderme yollarını aramayan, onlara zulmeden, şımartılmış, keyiflerine düşkün, sözlerinde ve yeminlerinde durmayan, devamlı büyük günah işleyen inançsız cehennemlikler olduklarını ve asla cennete giremeyeceklerini belirten daha başka açıklamalar da vardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “Şml” mad.; Lisânü’l-ǾArab, “Şml” md.; Tâcü’l-arûs, “Şml” md.; İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-mesîr, VIII, 144; Fahreddin er-Râzî, Tefsîr, XXIX, 142, 168; XXX, 211; Nîsâbûrî, Garâǿibü’l-Kurân, Kahire 1969-70, XXVII, 79-80; XXIX, 99; Şevkânî, Fethu’l-kadîr, Kahire 1964, V, 148-149; Âlûsî, Rûhu’l-meǾânî, XXVII, 131, 143-145, 161; Elmalılı, Hak Dini, VI, 4704-4712; VII, 5466.

Arif Aytekin