AMR b. KÜLSÛM

عمرو بن كلثوم

Ebü’l-Esved (Ebû Abbâd) Amr b. Külsûm b. Mâlik (ö. 584 veya 600 m.)

Muallaka şairlerinden.

Irak topraklarında bulunan Tağlib kabilesinin Cüşem koluna mensuptur. Babası Araplar’ın tanınmış süvarilerinden Külsûm b. Mâlik, annesi ise Arap şairlerinden Mühelhil b. Rebîa’nın kızı Leylâ’dır. Kaynakların müştereken kaydettiğine göre daha on beş yaşında iken kabile reisi olan Amr Arap yarımadası, Şam, Irak ve Necid’de dolaştı. Bulunduğu bölgelerde gösterdiği cesaret ve kahramanlıklarla tanındı. Bu sebeple, “Amr b. Külsûm’dan daha atılgan” (أفتك من عمرو بن كلثوم) sözü Araplar arasında darbımesel haline geldi. Son derece gururlu olan Amr’ın Hîre Hükümdarı Amr b. Hind’i öldürdüğü de bilinmektedir. Rivayete göre bu olay şöyle cereyan etmiştir: Amr b. Külsûm, Bekr ve Tağlib kabileleri arasındaki bir anlaşmazlığın halli için Hîre Hükümdarı Amr b. Hind’i ziyarete gelmiş, bu münasebetle inşad ettiği bir kasidesinde şair, hükümdara Bekr kabilesine yakınlık göstermekten sakınmasını tavsiye etmiş, hatta bu hususta tehditkâr bir ifade kullanmıştır. Buna kızan Amr b. Hind, kendisine arzedilen meselede Bekr kabilesi lehinde hüküm vermişti.


Amr b. Külsûm ve beraberindekiler, bu ziyaretten kızgın ayrılmışlardı. Amr b. Hind bir ara şaire haber göndererek annesi Leylâ’nın kendi annesini ziyaret etmesini istedi. Leylâ ziyarete gitti, fakat hükümdarın maksadı, şairin annesini kendi annesine hizmet ettirmek ve böylece onların gururunu kırmaktı. Leylâ bunu yapmadı. Bu yüzden çıkan münakaşa üzerine hükümdar adamlarını çağırdı. Bunu işiten Amr b. Külsûm koşup geldi ve asılı duran bir kılıçla Amr b. Hind’in kafasını kesti (m. 568 [?]).

Daha sonra muallakat arasına alınacak olan bu kasidenin ilk bölümünü, Amr b. Hind’i ziyarete geldiği zaman onun huzurunda okuduğu söylenmektedir. Kasidenin ikinci kısmını ise şair, Hîre melikini öldürdükten sonra tamamlamıştır. Diğer rivayetler de dikkate alındığında, vâfir bahrindeki bu ünlü kasidenin muhtelif vesilelerle tamamlandığı anlaşılır. Akıcı, sade ve külfetten uzak bir dille yazılmış olan kasidede tabiat tasvirlerinden çok fahr ve hamâset unsurları ağırlıktadır. 150 yıl yaşadığı söylenen Amr’ın muallaka*sı folklorik bir değere de sahiptir: Câhiliye Arapları’nın dinî yaşayışları, gelenekleri, sanatları, raksları, kadınların putların etrafında dönmeleri, savaşa katılmaları, savaş atları, çocukların ağaçtan yapılmış kılıçlar ve toplarla oynamaları gibi konular hakkında önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Muallakasının sonlarında yer alan bir beytinde şair, kafile halindeki develeri denizlerdeki gemilere benzetmekte ve Tağlibîler’i denizlerin üstünü gemilerle doldurmuş olmalarıyla övmektedir. Dolayısıyla bu beyitte Câhiliye devri şairlerinde nâdir görülen deniz ve gemi tasvirlerinden biri yer almaktadır (bk. İA, X, 312). Klasik tarzda sevgili anılırken, kabilesiyle birlikte obayı terkedince obadan artakalan izlerin (talel) tasviri ile kasideye başlandığı halde, Amr b. Külsûm kasidesine zafer sevincini kutlamak için şarap içmenin keyfini tasvirle başlamaktadır. Bu muallakanın günümüze ancak 104 ile 116 beyit arasında değişen bir kısmı ulaşmıştır. İbn Keysân tarafından Şerhu MuǾallakati Amr b. Külsûm adıyla yapılan şerhi Kahire’de M. İbrâhim el-Bennâ tarafından neşredilmiştir (1980). Diğer şiirleri başta el-Eganî olmak üzere çeşitli eserlerde dağınık vaziyette bulunmaktadır. Ayrıca İbnü’s-Sikkît’in tertiplediği divanını F. Krenkow, Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki (Fâtih, nr. 5303) yegâne nüshasını esas alarak el-Meşrık, mecmuasında yayımlamıştır (1922).

Amr’ın divanı O. Rescher tarafından Almanca’ya (bk. Sezgin, II/2, s. 38), muallakası da diğer muallakalarla birlikte veya müstakil olarak çeşitli Batı dillerine tercüme edilmiştir (bk. a.g.e., II/1, s. 74-75, 77, 81).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Kuteybe, eş-ŞiǾr ve’ş-şuǾarâ, s. 157-160; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eganî, Beyrut 1407/1986, XI, 44-45, 54-63; Merzübânî, MuǾcemü’ş-şuarâǿ (nşr. F. Krenkow), Kahire 1354 → Beyrut 1402/1982, s. 202-203; Zevzenî, Şerhu’l-muǾallakat, Beyrut, ts. (Mektebetü Dâri’l-Beyân), s. 117-135; Hatîb et-Tebrîzî, Şerhu’l-kasâǿidi’l-Ǿaşr (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1384/1964, s. 22-24; Abdülkadir el-Bağdâdî, Hizânetü’l-edeb, I, 517-520; Mustafa el-Galâyînî, Ricâlü’l-muǾallakati’l-Ǿaşr, Beyrut 1331/1913, s. 188-208; Mehmed Fehmi, Târîh-i Edebiyyât-ı Arabiyye, İstanbul 1332, I, 756-794; Brockelmann, GAL Suppl., I, 51 vd.; GAL (Ar.), I, 103; Sezgin, GAS (Ar.), II/1, s. 74-75, 77, 81; II/2, s. 36-38; C. Zeydan, Âdâb (Dayf), I, 122-124; Tâhâ Hüseyin, Fi’l-Edebi’l-câhilî, Kahire, ts. (Dârü’l-Maârif), s. 243-250; Ahmed b. Emîn eş-Şenkıtî, Şerhu’l-muǾallakati’l-Ǿaşr ve ahbâru şuarâihâ, Beyrut 1405/1985, s. 85-97; Blachère, Târîhu’l-edeb, s. 283; a.mlf., “ǾAmr b. Kulthum”, EI² (Fr.), I, 465; Ömer Ferrûh, Târîhu’l-edeb, I, 142-145; K. A. Fariq, “PreIslamic Arabic Poetry and Poets”, Studies in Islam, IV/4, New Delhi 1967, s. 197-201; A. Haffner, “Amr”, İA, I, 413-414; H. Kindermann, “Sefîne”, İA, X, 311-312.

Muharrem Çelebi