ALİ PAŞA ÇARŞISI

Edirne’de XVI. yüzyıla ait arasta veya kapalı çarşı.

968’den 972 sonuna kadar (1561-1565) vezîriâzam olan Semiz Ali Paşa’nın Babaeski’deki hayratına vakıf geliri sağlamak üzere yaptırılmış bir çarşıdır. Tezkiretü’l-ebniye’den mimarının Mimar Sinan olduğu anlaşılmaktadır. Burada yapı “Edirne’de Ali Paşa Çarşısı ve Kervansarayı” olarak kayıtlıdır. 976 (1568-69) tarihli Edirne Evkaf Defteri’nde bu çarşının dükkân adedi 211+25 olarak belirtilmiştir. Mimar Sinan’ın eserlerinin listesi bulunan Tezkire’de burası çarşı ve kervansaray diye zikredilmekte, halbuki buna benzer diğer eserleri ise sadece kervansaray olarak bildirilmektedir. Ancak ortada bir kervansaraya işaret eden kısım bulunmadığı için bu durum oldukça şaşırtıcıdır. Acaba ilk yapıldığında çarşının bir uzantısının kervansaray olması mı düşünülmüştü sorusuna şimdilik bir cevap verilememektedir.

Ali Paşa Çarşısı esasında iki taraflı dükkânları ile tam bir arasta*dır. O. Nuri Peremeci’nin tarifine göre, “Kule Kapısı’nın dışından başlayarak İğneciler Kapısı yahut Balıkpazarı Kapısı yanındaki Direk Çarşısı’na kadar uzanır. Çarşının altı kapısı olup üçü şarka caddeye, ikisi çarşının iki ucuna, biri de garba yani kalenin orta kapısı uğruna açılır.” Ali Paşa Çarşısı’nın yapılış tarihi, Tîgī mahlaslı Edirneli bir şairin şu dörtlüğünden öğrenilmektedir: “Âsaf-ı a‘zam Ali Paşa-yı hâs/Yaptı çün bir çârşû-yı bî-bedel/Tîgīyâ târîhini eylersen suâl/Sûk-i ra‘nâ-yi Ali Paşa’ya gel” (976 [1568-69]).

Evliya Çelebi Ali Paşa Çarşısı’nın iki başında kale kapıları gibi kapıları bulunduğunu, uzunluğunun 1000 adım olduğunu, iki tarafında da 360 dükkânın yer aldığını bildirir. Üstü kâgir tonoz örtülü olup kurşun kaplıdır. Yine Evliya Çelebi’nin ifadesine göre burada çok değerli eşya vardır ve bunların fiyatları da yüksektir. Evliya Çelebi de bu çarşının Mimar Sinan tarafından yapılmış olduğunu yazar. Çarşı, Sinan’ın eserlerinin yer aldığı tezkirelerin sadece birinde (Tezkiretü’l-ebniye) kayıtlıdır. XVII. yüzyıl müelliflerinden Hıbrî Abdurrahman Efendi, Enîsü’l-müsâmirîn adlı eserine eklenen bir derkenar*da, Edirne’de abdest almak için tesis olunan altı sıcak su musluğundan iki tanesinin bu çarşıda olduğunu kaydetmiştir. 1718 yılında Edirne’den yazdığı mektupların birinde Lady Wortley Montague “Borsa” (New Exchange) dediği bir çarşıdan bahseder ki bunun Ali Paşa Çarşısı olduğuna ihtimal verilir: “Üstü kâgir tonozlu olan çarşı yarım mil uzunluğunda olup son derece temiz ve bakımlıdır. İçinde 365 dükkân vardır. Bunlarda her çeşit değerli mallar olup Londra’nın New Exchange’inde olduğu gibi satışa arzedilmiştir. Fakat kaldırım o kadar bakımlı ve dükkânlar o kadar temizdir ki âdeta yeni boyanmış gibidirler.”

Ali Paşa Çarşısı, XIX. yüzyılda Edirne’nin karşılaştığı felâketlere paralel olarak bu parlak durumunu kaybetmiş, dükkânlar ayrı ayrı özel mülkiyete geçmiş, eski düzenli idare ortadan kalkmıştır. 1284’te (1867-68) bir tamir gören çarşının Trakya genel valisi General Kâzım Dirik tarafından kurtarılması için kamulaştırılmasına girişilmişti. 1947’de büyük ölçüde bir tamir daha gören çarşı uzun yıllar yarı boş bir halde kalmış, ancak 1960 yıllarından itibaren Edirne’nin yeniden canlanmaya başlaması ile hareketlenmiştir.

Ali Paşa Çarşısı tipik bir arasta olup 300 m. kadar uzunluktaki üstü tonozla örtülü bir yolun iki tarafında sıralanan, yine tonozlu dükkân gözlerinden meydana gelmiştir. Ortadaki uzun tonoz kemerlerle takviye edilmiş olup her dükkân orta yola bir kemer halinde açılır. Vakıf kaydında çarşıda 211 göz ve yirmi beş hücre bulunduğu bildirilmektedir. Evliya Çelebi 360, Lady Montague ise 365 dükkânın varlığını ileri sürerler. Bugün mimari çerçevenin içindeki dükkân sayısı ancak 100-110 kadardır. 300 sayısının nereden çıktığı da anlaşılamamaktadır. Bir ihtimal olarak, çarşının iki yan duvarının dışlarında da bu duvarlara yaslanmış ahşap dükkânların mevcut olduğu düşünülebilir. Çarşının iki ucundaki iki kapıdan (Kule Kapısı, Balıkhane Kapısı) başka, aralarda yan sokaklardan giriş sağlayan dört kapı daha vardır. Bunlardan gerek Kule Kapısı gerek yanlardaki üç kapı tam eksen üstünde olmayıp yamuk yerleştirilmiş mekânların içindedir. Bu intizamsızlık şehrin o zamanki sokak düzeni sebebiyle doğmuştur ki bu da eski Osmanlı şehircilik anlayışının bir özelliğidir. Çarşının baş kapılarının kemerleri renkli geçmeli taştan, çerçeveleri ise kesme köfeki taşındandır. Binanın diğer kısımlarında


duvar örgüsü, aralara taş sıraları konulmuş tuğla hatıllardan meydana gelmiştir. Ali Paşa Çarşısı düz bir hat halinde olduğundan kapalı çarşı veya arastalarda usulden olan dua yeri tam ortada bulunmaktadır. Burada kare biçimli bir mekânın ortasına dört pâye dikilerek dua meydanı yapılmıştır. Edirne’deki Ali Paşa Çarşısı, Osmanlı devri Türk mimarisinin ticaret yapılan çarşı türü içinde en başta gelenlerindendir.

BİBLİYOGRAFYA:

Evliya Çelebi, Seyahatnâme, III, 461; O. Nuri Peremeci, Edirne Tarihi, İstanbul 1940, s. 85-86; Oktay Aslanapa, Edirne’de Osmanlı Devri Âbideleri, İstanbul 1949, s. 135-136; M. Tayyib Gökbilgin, XV-XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası, İstanbul 1952, s. 502-503; Gündüz Özdeş, Türk Çarşıları, İstanbul 1954, s. 21; Sâî Mustafa Çelebi, Tezkiretü’l-ebniye (nşr. Rıfkı Melül Meriç), Ankara 1965, s. 116; Lady W. Montague, Türkiye’den Mektuplar (trc. Bedriye Şanda), İstanbul 1973, s. 91; Mustafa Cezar, Tipik Yapılarıyla Osmanlı Şehirciliğinde Çarşı ve Klasik Dönem İmar Sistemi, İstanbul 1985, s. 169-171; Abdullah Kuran, Mimar Sinan, İstanbul 1986, s. 174-175, 371.

Semavi Eyice