ALİ el-KARÎ

علي القاري

Ebü’l-Hasen Nûrüddîn Alî b. Sultân Muhammed el-Kārî el-Herevî (ö. 1014/1605)

Tanınmış Hanefî fakihi, muhaddis, müfessir ve kıraat âlimi.

Herat’ta doğdu. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra Mekke’ye gitti ve oraya yerleşti. Mekke’de Ali el-Müttakī el-Hindî, İbn Hacer el-Heysemî ve Allâme Kutbüddin el-Mekkî gibi âlimlerden ders aldı. Başta fıkıh ve hadis olmak üzere kıraat, tefsir, akaid ve kelâm, tasavvuf, tarih, dil ve edebiyat alanlarında devrinin önde gelen âlimleri arasında yer aldı. Kıraat ilmine olan vukufundan dolayı el-Kārî veya genel olarak Molla Ali el-Kārî diye anılır. Resmî hiçbir görev kabul etmedi. Sülüs ve nesih yazıda mahir idi. Geçimini, kenarına tefsir ve kıraatla ilgili açıklamalar koyduğu mushaflar yazmakla sağlardı.

Zamanındaki bid‘at ve hurafelere cesaretle karşı koyan Ali el-Kārî, bazı konularda İmam Mâlik ve Şâfiî’ye itirazda bulunması, Hanefîler’i tenkit eden Şâfiî fukahasına ağır bir dille cevap vermesi ve Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin vahdet-i vücûd* felsefesine şiddetle karşı çıkarak onu tekfir* etmesi gibi sebeplerle bazı çevrelerin antipatisini kazanmıştır. Hanefî mezhebine son derece bağlıydı. Tasavvufa olan ilgisi yanında İbn Teymiyye ve İbn Kayyim’in ilmî kudretlerini takdir etmiş ve onları savunmuştur. Özellikle mevzû* hadislerle ilgili çalışmalarıyla da tanınan Ali el-Kārî, itikadî konularda Selefiyye’nin görüşlerini benimsemiş, bu sebeple kelâm ve tasavvuf konularındaki aşırı temayüllere karşı çıkmıştır. Muhalifi birçok âlim ve mutasavvıfın onun eserlerinin okunmaması yolundaki menfi tavır ve telkinleri, kendi sahalarında değerli olan bu eserlerin elden ele dolaşıp okunmasına engel olamamıştır. Şevkânî, bazı konularda büyük imamlara itirazda bulunmaktan çekinmemesini bir müctehidde bulunması gereken tavır olarak değerlendirirken Abdülhay el-Leknevî ile diğer bazı âlimler (bk. Halil İbrâhim Kutlay, s. 95-96) onu 1000. yılın başlarındaki müceddid*lerden saymışlardır. Kendisi de “tahdîs-i ni‘met” kabilinden bunu bizzat dile getirmiştir (bk. İbn Âbidîn, s. 346).

Eserleri. Ali el-Kārî, İslâmî ilimlerin her dalında 180’e yakın eser vermiş ve bunların hemen hepsinin yazma nüshaları günümüze kadar gelmiştir (geniş bilgi için bk. Halil İbrâhim Kutlay, s. 115-116). Basılmış eserleri şunlardır:

Hadis. 1. Mirkātü’l-mefâtîh*. Hatîb et-Tebrîzî’nin Begavî’ye ait Mesâbîhu’s-sünne’yi tamamlayarak yazdığı Mişkâtü’l-Mesâbîh, adlı eserinin en önemli şerhi olup Kahire (1309, I-V) ve Mültan’da (1392/1972) basılmıştır. 2. el-Esrârü’l-merfûǾa fi’l-ahbâri’l-mevzûǾa (el-MevzûǾâtü’l-kübrâ). el-MevzûǾât (İstanbul 1289) ve MevzûǾâtü ǾAliyyi’l-Kārî (İstanbul, ts.) adlarıyla da basılan eseri Muhammed es-Sabbâğ tahkik ederek neşretmiştir (Beyrut 1391/1971). Kitap ayrıca Mevlânâ Fazlülhak Dilâverî tarafından Hintçe’ye (Lahor 1887), Ahmet Serdaroğlu tarafından da yer yer bazı kısaltmalar yapılarak Türkçe’ye tercüme edilmiştir (Usûl-i Hadîs ve Mevzûât-ı Aliyyü’l-Kārî Tercemesi, Ankara 1966). 3. el-MasnûǾ fî maǾrifeti’l-hadîsi’l-mevzûǾ (el-MevzûǾâtü’s-sugrâ). Lahor’da basılan eser (1302, 1315) daha sonra Abdülfettâh Ebû Gudde


tarafından tahkik edilerek neşredilmiştir (Halep 1389/1969; Beyrut 1398/1978; Kahire 1984). Ali el-Kārî, mevzû hadislere dair bu iki eserinde mevzû olduğu konusunda ittifak bulunan hadisleri toplamış ve alfabetik olarak düzenlemiştir. 417 mevzû hadisin yer aldığı el-MevzûǾâtü’s-sugrâ’da hadisler hakkında çok kısa bir değerlendirmede bulunurken 625 hadisi ihtiva eden diğer eserinde ise âlimlerin görüşlerini daha geniş şekilde zikretmekte ve tamamlayıcı bilgiler vermektedir. Bu hadislerden 402’si her iki eserde de bulunmaktadır. el-MevzûǾâtü’l-kübrâ’daki hadislerden on beşi, diğer eserdekilerden de yedi tanesi hasen veya zayıf hadis olup mevzû değildir (bk. Halil İbrâhim Kutlay, s. 212, 244). 4. el-Ehâdîsü’l-kudsiyye ve’l-kelimâtü’l-ünsiyye. Aksekili Köse Mehmed Efendi tarafından hâşiyelerle birlikte 1312 yılında yapılan neşri yanında, 1316 (İstanbul) ve 1927 (Halep, Mişkâtü’l-envâr’ın arkasında) yıllarında da basılmıştır. Hasan Hüsnü Erdem eseri Türkçe’ye tercüme etmiştir (Kırk Kudsî Hadîs, Ankara 1952, 4. bs. 1985). 5. el-Mübînü’l-muǾîn li-fehmi’l-Erbaîn. Nevevî’nin el-Erbaîn adlı eserinin şerhidir (Kahire 1327, 1329). 6. Şerhu’ş-Şifâǿ. Kadî Iyâz’ın eş-Şifâǿ adlı eserinin önemli şerhlerinden biridir (İstanbul 1264, 1285, 1290, 1299, 1307, 1308, 1309, 1312, 1316, 1319; Bulak 1275; Kahire 1327). 7. Senedü’l-enâm şerhu Müsnedi’l-İmâm. Ebû Hanîfe’nin Müsned’inin şerhi olup Lahor (1300, 1312), Delhi (1313) ve Beyrut’ta (1405/1985) basılmıştır. 8. CemǾu’l-vesâǿil fî şerhi’ş-Şemâǿil. Tirmizî’nin eş-Şemâǿilü’l-Muhammediyye adlı eserinin en önemli şerhi olup İstanbul (1290) ve Kahire’de (1317, 1318, I-II, kenarında Münâvî’nin şerhi olarak) neşredilmiştir. 9. Şerhu Şerhi Nuhbeti’l-fiker. İbn Hacer’in hadis usulüne dair yazdığı önemli eseri Nuhbetü’l-fiker’e yine kendisi tarafından yapılan şerhin hâşiyesidir (İstanbul 1327; Beyrut 1398). 10. el-Birre fî hubbi’l-hirre. Bu küçük risâle G. Rex Smith tarafından edisyon kritiği yapılarak neşredilmiştir (Ali el-Kārî’nin hadisle ilgili eserlerinin geniş bir tanıtımı için bk. Halil İbrâhim Kutlay, s. 167-443).

Fıkıh. 1. Fethu bâbi’l-Ǿinâye. Sadrüşşerîa’nın en-Nukāye adlı eserinin önemli şerhlerinden biri olup birkaç defa basılmıştır (Kazan 1320, 1328; Delhi 1351; Halep 1967, I. c., nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde). 2. el-Meslekü’l-mütekassıt bi’l-menseki’l-mütevassıt. Sindî’nin Lübâbü’l-menâsik adlı eserinin şerhidir (Bulak 1288; Kahire 1303). 3. Fethu’r-rahmân bi-fezâǿili şaǾbân (Bulak 1307). 4. Şerh Ǿalâ nebze fî ziyâreti’l-Mustafâ (Bulak 1287, hacla ilgili üç risâlesiyle birlikte). 5. el-Hizbü’l-aǾzam ve’l-virdü’l-efham. Âyetlerde ve sahih hadislerde bulunan duaları bir araya getiren ve bazı şerhleri yapılan bu eser, Haremeyn-i şerîfeyn Osmanlılar’ın elindeyken Mekke kadısı tarafından Arafat’ta hutbe yerine okunurdu. Çeşitli baskıları yapılmıştır (İstanbul 1262, Anadolu kazaskeri Fındıkzâde hafîdi İbrâhim Halil Efendi’nin Türkçe tercümesiyle; 1278, Türkçe açıklamasıyla; Bulak 1300, 1307; Mekke 1307; Delâilü’l-hayrât’ın kenarında Kahire 1281, 1307; Delhi 1310, Mevlevî Fazlurrahman’ın Hintçe satır arası tercümesi ve kenarda notlarla). 6. el-Hırzü’s-semîn. İbnü’l-Cezerî’nin dua ve zikrin fazileti, hadislerde geçen dua ve zikirlere dair olan eseri el-Hısnü’l-hasîn’in şerhi olup birkaç defa basılmıştır (Mekke 1304, 1307, Konyalı Osman Vehbi’nin şerhiyle; Leknev 1877, Fahreddin Muhibbullah’ın Hırzü’r-resîm adlı Farsça şerhiyle). 7. er-Râǿid fî mesâǿili’l-ferâǿid (Beyrut 1290; Baabda 1318). 8. Risâle fî tezyîni’l-Ǿibâre li-tahsîni’l-işâre (Kahire 1312). 9. Tezyînü’l-Ǿibâde fî refǾi’s-sebbâbe. Lutfullah el-Keydânî’ye ait Risâle-i Hulâsa-i Keydânî’nin kenarında basılmıştır (Lahor 1872).

Akaid ve Kelâm. 1. Minehu’r-ravzi’l-ezher fî şerhi’l-Fıkhi’l-ekber. Ebû Hanîfe’nin el-Fıkhü’l-ekber adlı eserinin şerhidir (İstanbul 1303; Delhi 1890; Kahire 1323, 1327). Bu eser Yunus Vehbi Yavuz tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir (Fıkh-ı Ekber, Aliyyü’l-Kari Şerhi, İstanbul 1979). 2. Davǿü’l-meǾâlî şerhu Bedǿi’l-emâlî. Birkaç defa basılmıştır (Delhi 1884; Bombay 1295; İstanbul 1293, 1302, 1304, Hüsni Efendi’nin Türkçe tercümesiyle; 1319; Dımaşk 1379; Kahire 1349). 3. Şerhu ǾAyni’l-Ǿilm ve zeyni’l-hilm (İstanbul 1292, 1294, 1301; Kazan 1856; Lahor 1309; Kahire 1351). 4. el-Meşrebü’l-verdî fî hakīkati (mezhebi)’l-Mehdî (Kahire 1278).

Kıraat. el-Minehu’l-fikriyye bi-şerhi’l-Mukaddimeti’l-Cezeriyye. Kenarında Zekeriyyâ el-Ensârî’nin ed-Dekāǿiku’l-muhkeme fî şerhi’l-Mukaddime adlı eseriyle Kahire (1302) ve Kazan’da (1887), Taşköprizâde’nin bir şerhiyle Mekke’de (1303) ve Cezerî’nin oğluna ait bir şerhle birlikte tekrar Kahire’de basılmıştır (1308).

Biyografi. 1. Menâkıbü’l-İmâmi’l-AǾzâm (Haydarâbâd 1332). 2. Nüzhetü’l-hâtıri’l-fâtir fî tercemeti Seyyidî eş-Şerîf Abdilkādir


(İstanbul 1307). 3. el-MaǾdinü’l-Ǿadenî fî fezâǿili Üveysi’l-Karanî (İstanbul 1307).

Bunlardan başka el-Esmârü’l-ceniyye fî esmâǿi’l-Hanefiyye; Şerhu’l-Muvatta; Envârü’l-Kurân ve esrârü’l-furkan; Şerhu Akāǿidi’n-Nesefî; Ferâǿidü’l-kalâǿid alâ ehâdîsi Şerhi’l-Akāǿid; Şerhu’ş-Şâtıbiyye gibi önemli yazma eserlerini de zikretmek gerekir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ali el-Kārî, el-MasnûǾ (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Kahire 1404/1984; a.mlf., el-Esrârü’l-merfûǾa fi’l-ahbâri’l-mevzǾûa (nşr. Muhammed es-Sabbâğ), Beyrut 1391/1971; a.mlf., Fethu bâbi’l-Ǿinâye (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Haleb 1387/1967; a.mlf., Kırk Kudsî Hadîs (trc. H. Hüsnü Erdem), Ankara 1985, s. 44-47; Muhibbî, Hulâsatü’l-eser, Kahire 1284, III, 185-196; Müstakimzâde, Tuhfe, s. 324; Şevkânî, el-Bedrü’t-tâliǾ, I, 445; İbn Âbidîn, MecmûǾatü’r-resǿâil, s. 346; Sıddık Hasan Han, et-Tâcü’l-mükellel, Beyrut 1404/1983, s. 398; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 8; Serkîs, MuǾcem, II, 1791-1794; Brockelmann, GAL, I, 177, 441, 449, 455, 549; II, 259, 517-523; Suppl., I, 298, 524, 648, 683, 726, 749, 764; II, 277, 539-543; Ziriklî, el-AǾlâm, V, 166; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, VIII, 100; Ö. Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, İstanbul 1973-74, II, 681-683; Abdullah Mirdâd Ebü’l-Hayr, el-Muhtasar min Kitâbi Neşri’n-nevr ve’z-zeher fî terâcimi efâzıli Mekke mine’l-karni’l-Ǿâşir ile’l-karni’r-râbiǾ Ǿaşer (nşr. M. Saîd el-Âmûdî - Ahmed Ali), Cidde 1406/1986, s. 365-369; Halil İbrâhim Kutlay, el-İmâm Ali el-Kārî ve eseruhû fî Ǿilmi’l-hadîs, Beyrut 1408/1987; G. Rex Smith, “Al-Birrah fı hubb al-hirrah-a 10th/16th century Arabic text on pussy cats”, Arabian and Islamic Studies, London 1983, s. 134-145; Önder Akıncı - Süleyman Uludağ, “Ali Kârî”, İBA, I, 180.

Ahmet Özel