ALİ ÇELEBİ, Hısım

(ö. 992/1584)

Osmanlı âlimi ve biyografi yazarı.

934’te (1527-28) doğdu. Ali b. Bâlî diye meşhur olup ulemâdan Alanyalı Uzun Bâlî Efendi’nin oğludur. İlmiye mesleğinde yetişti ve bazı medreselerde müderrislik yaptı. Bir ara Manisa müftüsü olan Ali Çelebi 1583 yılında Maraş kadılığına tayin edildi; ertesi yıl orada öldü. Mezarı Alâüddevle Camii avlusundadır.

Fazla sessizliğinden ve yumuşaklığından dolayı “munuk, mınık” veya “manık” ve Ahîzâde Efendi neslinden gelmesinden dolayı “hısım” lakaplarıyla da anılan Ali Çelebi, daha çok Taşköprizâde’nin eş-Şakāǿiku’n-numâniyye adlı Arapça eserine yazdığı el-Ǿİkdü’l-manzûm fî zikri efâdıli’r-Rûm (Atâî, s. 352) veya el-Ǿİkdü’l-manzûm fî ahvâli ulemâǿi’r-Rûm (Atâî, s. 280) adlı zeyl ile tanınır. Bu Arapça eserde, 1560-1574 yılları arasında yaşayan seksen bir âlimin hayat hikâyeleri anlatılmaktadır. Hepsi çağdaşı olan bu şahıslar hakkında verdiği bilgiler birinci elden kaynak niteliğindedir. Daha yazıldığı yüzyılda Ahmed b. İbrâhim tarafından Türkçe’ye çevrilen el-Ǿİkdü’l-manzûm, İbn Hallikân’ın Vefeyâtü’l-aǾyân’ının kenarında yayımlanmıştır (Mısır 1299, 1310). Eser, O. Rescher tarafından Almanca’ya çevrilerek Stuttgart’ta (1934) ve eş-Şakāǿiku’n-nuǾmâniyye’nin sonunda da Beyrut’ta (1975) neşredilmiştir. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında pek çok yazma nüshası bulunan el-Ǿİkdü’l-manzûm, daha sonra Mecdî Mehmed’in Şakaik tercümesine mükemmel bir zeyl yazan Nev‘îzâde Atâî tarafından takdir edilmiş ve kaynak olarak kullanılmıştır.

Ali Çelebi’nin Hayrü’l-kelâm fi’t-tekassî Ǿan aġlâti’l-Ǿavâm adlı Arapça galatat lugatı, müellif hattı bir nüshası (Zâhiriyye, nr. 6386) esas alınarak Hâtim Sâlih ez-Zâmin tarafından neşredilmiştir (Bağdat 1981; Beyrut 1405/1985). Bundan başka Nâdiretü’z-zemen fî târîhi’l-Yemen adında bir Yemen tarihi kaleme aldığından söz edilirse de (bk. Keşfü’ž-žunûn, II, 1920) bu eserin herhangi bir nüshasına rastlanamamıştır. Müellifin ayrıca, Şerh-i Miftâĥ, ve Hidâye’ye hâşiyeleri, Dürer ve Gurer’e dair şerhi ve Şeyh Ömer b. Mehmed eş-Şâmî’nin Nisâbü’l-ihtisâb adlı fetva mecmuasının tercümesi ile bazı risâleleri ve Cevherî mahlasıyla yazdığı kasideleri vardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ali b. Bâlî, Hayrü’l-kelâm fi’t-tekassî an aġlâti’l-Ǿavâm (nşr. Hâtem Sâlih ez-Zâmin), MMİIr., XXXII/1-2 (1981), s. 457-513; Atâî, Zeyl-i Şakāik, s. 3, 182, 251, 271, 279-280, 331, 352, 387, 391, 415; Keşfü’ž-žunûn, II, 1057, 1766, 1920; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 749; Sicill-i Osmânî, III, 502; Osmanlı Müellifleri, III, 85; Babinger (Üçok), s. 125-126; Brockelmann, GAL, II, 562; Behçet Gönül, “İstanbul Kütüphaneleri’nde al-Şakâ’ik al-Nu‘mâniya Tercüme ve Zeyilleri”, TM, VII-VIII (1945), s. 156-158.

Abdülkadir Özcan