AKİK

العقيق

Medine’nin güneybatısında bulunan bir vadi.

Hurmalıklar ve pınarlarıyla meşhur olan Akık, Harretülvebre ile Medine’den ayrılır ve Kuzeyde Vâdilhamd ile birleşir. Şiddetli yağmurlardan sonra çevredeki yamaçlardan toplanan sularla geniş bir çay görünümüne bürünen Akik vadisinde diğer zamanlarda yeterli su bulunmamaktadır. Hz. Ömer devrinde görülen vadide yağmur sonrası toplanan seli seyretme âdeti, günümüzde de devam etmektedir. Akık’te sahâbeden Sa‘d b. Ebû Vakkas, Saîd b. Âs ve Saîd b. Zeyd’in yazlık evleri bulunduğu gibi, Medine’nin ileri gelenlerinden birçoğu da buraya gezmeye gelmekteydiler. Tatlı suları olan, büyük ve küçük olarak ikiye ayrılan Akik hakkında birçok şiir de söylenmiştir. 1980’de 4000 civarında olan nüfusu, yaz aylarında daha da artmaktadır.

Hz. Peygamber zamanında Medine’den Mekke’ye giden yolun ilk merhalesi, Akik üzerinden Zülhuleyfe’ye uzanıyordu. Bazı hadislerde, Cebrâil’in Hz. Peygamber’e burada geldiği ve bu sebeple buranın “mübârek bir vadi” olduğu zikredilmektedir. Medineliler’in mîkat*ı da yine bu vadideki Zülhuleyfe’dedir. Vadinin Müzeyne topraklarında yer alan kısmı Hz. Peygamber tarafından Bilâl b. Hâris’e mukataa* olarak verilmiş, ancak Hz. Ömer’in hilâfeti zamanında, yeteri kadar imar edilmediği gerekçesiyle bir kısmı alınarak fakir müslümanlara dağıtılmıştır.

Medine’deki Akik vadisinden ayrı olarak Tâif’te, Orta Arabistan’da, Irak’ta ve Sudan’ın Kızıldeniz kıyılarında da aynı adı taşıyan başka vadiler vardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Yâkut, MuǾcemü’l-büldân, IV, 139; İbn Hacer, el-İsâbe, II, 33, 46, 48; Aynî, Umdetü’l-karî, Kahire 1392/1972, V, 416-419; Kâtip Çelebi, Cihannümâ, İstanbul 1145, s. 520; Mir’âtü’l-Haremeyn, II, 1124-1127; Hamed el-Câsir, Fî Serâti Gamid ve Zehrân, Riyad 1397/1977, s. 68; Ali b. Sâlih es-Sülûk ez-Zehrânî, el-MuǾcemü’l-cogrâfî li’l-bilâdi’l-Arabiyyeti’s-Suûdiyye: Bilâdü Gamid ve Zehrân, Riyad 1401/1981, s. 168-169; H. Lammens, “Akîk”, İA, I, 247; G. Rentz, “al-Akık”, EI² (İng.), 336-337.

İdris Bostan