ÂİŞE İSMET TEYMUR
عائشة عصمت التيمور
Âişe İsmet bint İsmâîl b. Muhammed Kâşif et-Teymûr (ö. 1840-1902)
Mısırlı şair ve mütefekkir.
Meşhur Teymûriyye Kütüphanesi’nin (el-Hizânetü’t-Teymûriyye) sahibi Ahmed Teymur Paşa’nın ablasıdır. Dedesi Muhammed Kâşif Teymur, Fransızlar’ın Mısır’ı terketmesinden sonra Osmanlı askerleriyle birlikte oraya gidip yerleşti. Âişe Teymur Kahire’de dünyaya geldi. Daha çocukken şiir ve edebiyatla fazlaca ilgilendiğini, ev işlerini sevmediğini gören babası İsmâil Paşa özel hocalar tutarak kızının Arapça, Türkçe, Farsça ve Fransızca’yı öğrenmesine itina gösterdi. Âişe, ilk üç dili her birinde şiir yazabilecek seviyede öğrendi. Devrinin tanınmış erkek ve kadın hocalarından Kur’ân-ı Kerîm, fıkıh, gramer, aruz ve hat dersleri aldı. Daha sonra İstanbullu Muhammed Tevfîk Bey’le evlendi (1854) ve İstanbul’a gitti. Önce babasını (1872), sonra da kocasını (1875) kaybedince Kahire’ye döndü ve kendini tamamıyla okumaya verdi. Türkçe, Arapça ve Farsça olarak yazdığı şiirlerini neşretti. On sekiz yaşındaki kızı Tevhîde’nin ölümü Âişe İsmet Hanım’ı çok sarstı; yedi yıl süren bir hüzün ve inziva dönemine girdi. Etrafındakilerin ısrarıyla tekrar şiir ve edebiyata döndü ve önce Türkçe şiirlerini topladığı Şükûfe adlı divanını, daha sonra da Hilyetü’t-tırâz adını verdiği Arapça divanını yayımladı. Eserleri büyük yankılar uyandırdı. Abbas Mahmûd el-Akkad onun şiirinin, Mahmûd Sâmî el-Bârûdî ile Mahmûd Safvet es-Sââtî istisna edilecek olursa, XIX. yüzyılın ortalarında Mısır edebiyatçılarının ulaştığı zirvenin en üst noktasında yer aldığını söyler.
Küçük kardeşi Ahmed Teymur Paşa’nın söylediğine göre daima baş örtüsüyle dolaşan Âişe Teymur, müslüman kadınları İslâmî bir anlayışla yeniden derlenip toparlanmaya davet etmiş, aile saadetinin tamamıyla kız çocuklarının terbiye ve tahsiline bağlı olduğunu ısrarla belirtmiştir. Ânise Mey takma adıyla Âişe Teymûr isimli bir kitap yazan hıristiyan müellif Mari Ziyâde, bu eserinde şairin evinin ünlü ediplerin buluşma yeri olduğunu belirterek Âişe Teymur’un bu toplantılarda örtülü mü, yoksa örtüsüz mü bulunduğunu kesin olarak bilemediğini söylüyorsa da bir beytinde, “Örtümün şerefini iffetimle korur, yaşıtlarımdan da ismetimle yücelirim” diyen Âişe Hanım’ın hayatının her döneminde tesettüre riayet ettiği anlaşılmaktadır.
Kahire’de vefat eden Âişe Teymur’un belli başlı eserleri şunlardır: 1. Hilyetü’t-tırâz. Arapça şiirlerinin çoğunu toplayan divanıdır (Kahire 1303, 1310). 2. Şükûfe. Türkçe şiirlerinden meydana gelen bir divandır (İstanbul, ts.). 3. Netâǿicü’l-ahvâl fi’l-akvâl ve’l-efǾâl. Edebiyata
dair olan bu Arapça eserinde kullandığı üslûp bazı edebiyatçılar tarafından makāmat dili diye övülmüştür (Kahire 1305). 4. Mirǿâtü’t-teǿemmül fi’l-umûr. İçtimaî ve ahlâkî konuları ele aldığı bu Arapça kitap da Kahire’de basılmıştır (1310). 5. Lâ taslühu’l-Ǿâǿilât illâ bi-terbiyeti’l-benât. İdeal bir neslin ancak kültürlü ve bilgili anneler tarafından yetiştirilebileceği konusunu işleyen Arapça bir eserdir (Kahire 1306).
BİBLİYOGRAFYA:
Serkîs, MuǾcem, II, 1256-1258; Ânise Mey (Mari Ziyâde), ŞâǾiretü’t-talîǾa ǾÂǿişe Teymûr, Kahire 1956; C. Zeydan, Âdâb (Dayf), IV, 224; Kehhâle, AǾlâmü’n-nisâ, Beyrut 1404/1984, III, 162-179; a.mlf., MuǾcemü’l-müǿellifîn, V, 55-56; Akkad, AǾlâmü’ş-şir, Beyrut 1970, s. 347-351; Ziriklî, el-Alâm (Fethullah), III, 240.
Fuat Günel