ÂİR

عائر

Medine’nin güneyinde yer alan ve Medine hareminin sınırlarından birini teşkil eden dağ.

Mekke gibi Medine’nin de bir harem*i vardır ve bu saha Zülhuleyfe yakınlarındaki Âir (Ayr: عير) dağıyla Uhud dağı ve Küçük Sevr dağı arasında kalan bölgedir.


Âir, Mescid-i Nebevî’nin yaklaşık 8 km. güneyinde, Sevr ise 8 km. kuzeyindedir.

Sahîh-i Buhârî’de Hz. Ali’den rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber, “Medine’nin Âir dağından şuraya kadar uzanan sahası haremdir. Kim Medine’nin bu haremi dahilinde Kitap ve Sünnet’e aykırı bir iş yapar veya ehl-i bid‘ata yardım ederse Allah’ın azabı, meleklerin lâneti ve bütün halkın nefreti onun üzerine olsun...” (“Fezâǿilü’l-Medîne”, 1) buyurmuştur. Sahîh-i Müslim’deki rivayette, bu hadiste “şuraya kadar uzanan saha” diye müphem bırakılan sınırın Sevr dağı olduğu ifade edilmektedir (“Hac”, 467).

Bazı müellifler Medine’de Âir ve Sevr adında dağlar bulunmadığını, bunların Mekke civarında yer aldığını iddia ederlerse de bu yanlıştır. Çünkü Mekke’de olduğu gibi Medine civarında da Sevr ve Âir adlı dağlar vardır. Bazı âlimler Medine’nin hareminin Mekke’nin haremi gibi olmayıp harem kelimesinin Medine için tâzim ve saygı mânasında kullanıldığını, ağaç kesmek, ot yolmak ve avlanmak gibi yasakların hicretten bir müddet sonra kaldırıldığını ve bu tür faaliyetlerin serbest bırakıldığını söylerler.

BİBLİYOGRAFYA:

Kamus Tercümesi, “sevr” md.; Buhârî, “Fezâǿilü’l-Medîne”, 1-4, “Cizye”, 17, “Ferâǿiż”, 21; Müslim, “Hac”, 467; Yâkut, MuǾcemü’l-büldân, IV, 73, 171-172; Nevevî, Şerhu Müslim, Kahire 1392/1972, IX, 143; İbn Hacer, Fethu’l-bârî, Kahire 1398/1978, VIII, 208-216; Tecrid Tercemesi, VI, 226-231 vd.; Mir’âtü’l-Haremeyn, II, 219-229; Ömer el-Fârûk, el-Medînetü’l-Münevvere, Cidde 1399/1979, s. 52, 57-58; M. Hamîdullah, Hz. Peygamber’in Savaşları ve Savaş Meydanları (trc. Salih Tuğ), İstanbul 1981, s. 96-97, 134; Ali Hâfız, Fusûl min târîhi’l-Medîneti’l-Münevvere, Cidde, ts., s. 11-12; Sâlih Lem‘î Mustafa, el-Medînetü’l-Münevvere, Beyrut 1981, s. 9; Kâmil Miras, “Âir”, İTA, I, 192-193; G. Rentz, “al-Akīk”, EI² (İng.), I, 336; W. M. Watt, “al-Madīna”, EI² (İng.), V, 994.

Ahmet Ağırakça