AHMEDİYE KÜLLİYESİ

Üsküdar’da Ahmediye semtinde bulunan XVIII. yüzyıla ait külliye.

Cami, medrese, dershane, kütüphane, sebil ve iki çeşmeden teşekkül eden külliye, Gündoğumu caddesi ile Esvapçı sokağının birleştiği bayırda kurulmuştur.


Meyilli araziye oturtuluşu ve mimari tanzimi çok başarılıdır. Kitâbelerinden anlaşıldığına göre 1134’te (1722) Eminzâde Hacı Ahmed Ağa tarafından yaptırılmıştır. Gündoğumu caddesi üzerinde bulunan ve aynı zamanda tekkenin de kapısı olan avlu, cümle kapısının sağında mermerden gayet zarif bir çeşme, solunda da yine aynı zarafette bir sebil yer almaktadır. Çeşmenin kitâbesinden ayrı olarak ayna taşı üzerinde bulunan 1280 (1863-64) tarihli tamir kitâbesine göre, bu çeşme menbaından itibaren II. Mahmud’un ikballerinden Tiryal Hanım tarafından tamir ettirilmiştir. Çeşmenin ve üç yüzlü olan sebilin arkalarında birer oda vardır. Cümle kapısı, sebil ve çeşme üçlüsünün üzerinde külliyenin fevkanî sekiz yüzlü ve kubbeli dershanesi bulunmaktadır. Önünde yuvarlak kemerli üçlü bir revakı olan dershane altısı altta, altısı da üstte olmak üzere toplam on iki pencereden ışık almaktadır. Revakın orta kubbesi çapraz tonozdur ve mermer mihrabı ile sütun başlıkları mukarnaslıdır.

Gündoğumu caddesinin bitiminde köşeye yakın bir mesafede kitâbesiz ve daha sade olan ikinci bir çeşme bulunmaktadır. Bunun solundaki küçük bölümün külliyenin muvakkithanesi olduğu söylenmektedir.

Girişte cümle kapısının solunda yer alan medrese iki kollu ve on bir odalıdır. Odaların önünde kubbeli ve yuvarlak kemerli bir revak bulunmaktadır. Odalar kubbeli olup revaka ve dışarı açılan ikişer pencere ile birer dolap ve ocağa sahiptir. Medresenin arkasında altı helâ, girişin sol tarafında da dokuz tane abdest musluğu vardır. Külliyenin Esvapçı sokağı tarafındaki ikinci kapısının yanında kubbeli ve önü üçlü revakla örtülü fevkanî kütüphane binası yer almaktadır. Sütun başlıkları baklavalıdır. Binanın sekiz alt, altı üst penceresi, bir ocağı ve iki dolabı bulunmaktadır. Revaka açılan bir de helâsı mevcuttur. Binanın altında bugün umumi tuvalet vardır.

Cadde ve sokağın birleştiği köşede yer alan cami kare planlı olup moloz taştan inşa edilmiştir; solunda bulunan minaresi kesme taştandır. 1931’de yapıldığı söylenen ahşap son cemaat yeri 1965’teki onarım sırasında kaldırılmış ve yenisi yapılmamıştır. Kapının solundaki son cemaat yeri mihraplıdır. Kapıdaki 1134 (1722) tarihli beş satırlık sülüs kitâbede, evvelce burada bulunan Kepçe Hoca Mescidi’nin harap olduğu ve yerine Hacı Ahmed Ağa’nın bu camiyi yaptırdığı yazılıdır. Külliyenin diğer kitâbeleri ta‘liktir. Caminin kubbesi dilimli tromplara oturmakta, sekiz kenarlı kasnağın her kenarında birer pencere bulunmaktadır. Mihrap, sıvalı basit bir niş şeklindedir. Mermer minber küçük fakat devrin güzel bir eseridir. Caminin altta yedi, üstte sekiz penceresi vardır. Kapının solunda bulunan üst pencerenin son cemaat yerinden mahfile çıkılan bir kapı olduğu anlaşılmaktadır.

Külliyenin bânisi Eminzâde Ahmed Ağa’nın 1143 (1730-31) tarihli mezar taşı ve ilk mescidi yaptıran Kefçe (Kepçe) Dede’nin altı sütunlu üstü kubbeli açık türbesinin de bulunduğu kabristan, caminin kıble ve kuzey tarafında iki kısım halinde yer alır.

Bugün medresenin bir bölümü Kur’an kursu, diğer bölümü ise aşhane imaret olarak kullanılmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ayvansarâyî, Hadîkatü’l-cevâmi‘, II, 206; Sicill-i Osmânî, I, 245; İ. Hakkı Konyalı, Âbideleri ve Kitâbeleriyle Üsküdar Tarihi, İstanbul 1976, I, 87-89, 322, 323; II, 127; Mübahat S. Kütükoğlu, “1869’da Faal İstanbul Medreseleri”, TED, sy. 7-8 (1977), s. 277-392; a.mlf., “Dârü’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medresesi ve Kuruluşu Arefesinde İstanbul Medreseleri”, İTED, VII/1-2 (1978), s. 186-187; İst.A, I, 378-382.

İ. Aydın Yüksel