AHMED HAMDİ, Serbestzâde

(ö. 1864-1939)

Son devir tefsir âlimi ve şair.

İskilip Ulaştepe mahallesinde doğdu. Babası Serbestzâde Hasan Efendi’dir. İlk öğrenimine İskilip Hacı Nuh Mektebi’nde başladı. Rüşdiyeyi de aynı yerde bitirdi. Daha sonra İskilip Tabakhane Medresesi’ne devam etti. Bundan sonraki öğrenimini Kastamonu’da sürdürdü. Hocası Ballıklızâde Ahmed Mâhir Efendi’den icâzet aldı.

İlk resmî görevi İskilip belediyesi memurluğudur. Daha sonra Kastamonu, İskilip, Araç ve Taşköprü’de âşâr* memurluğu yaptı. 1890-1891 yılları arasında Safranbolu ve Tosya’da mal müdürü, 1895’te de Bolu ve çevresinde belediye müfettişi olarak çalıştı. Bundan sonra sırasıyla Boyabat mal müdürlüğü, Hakkâri ve Van muhasebe müdürlüğü görevlerini yürüttü. Bir ara Manastır vilâyeti muhasebeciliği ve İşkodra vilâyeti defterdarlığı yaptı. 1906 yılında Trabzon defterdarlığına tayin edildi. Bu görevi yürütürken bir süre valiliğe de vekâlet etti. Bu vekâleti sırasında Trabzon Serasi Matbaası’nda Mansur Beyrûtî mahlasıyla neşrettiği Hicivnâme, dönemin bazı ileri gelenlerini rahatsız edince, kendisini teftişe gidenleri zehirli kahve içirerek öldürdüğü rivayet edilen Hicaz valisini teftiş etmek üzere oraya gönderildi. Daha önce bu rivayeti duyan ve Hicaz’a niçin gönderildiğini bilen Ahmed Hamdi Efendi, vali ile iyi münasebetler kurarak görevini tamamladı. Hicaz dönüşünde Konya defterdarlığına tayin edildi (1907). Bu görevde iken emekliye ayrılarak memleketi olan İskilip’e döndü. Emekliliği sırasında bir müddet Süleymaniye ve Fâtih medreselerinde tefsir ve fıkıh dersleri okuttu. İstiklâl Savaşı sırasında tekrar memuriyet hayatına döndü ve Ganâim-i Harbiyye Komisyonu reisliğine tayin edildi. Savaştan sonra Konya Tasfiye Komisyonu reisliğine getirilen Ahmed Hamdi Efendi, maliye teftiş grup başkanı sıfatıyla Gümüşhane’de görev yaparken yaş haddinden ikinci defa emekli oldu (1926).

2 Mayıs 1939’da İskilip’te vefat etti. Memuriyetindeki başarılı çalışmaları dolayısıyla Osmanlı döneminde kendisine üçüncü rütbeden Mecîdî nişanı verilmiş (1907) ve Sultan II. Abdülhamid’in özel iltifatlarına mazhar olmuştur. Ahmed Hamdi Efendi aynı zamanda şairdi. Hamdî, Mansur Beyrûtî mahlaslarıyla şiirler yazmış ve şiirlerini bir divanda toplamıştır. Bazı şiirleri ise 1935 yılında Çorum Gazetesi’nde yayımlanmıştır. Arapça, Farsça ve Fransızca bilen Ahmed Hamdi Efendi, tefsir ve edebiyat sahasındaki çalışmalarıyla tanınmıştır.

Eserleri. 1. Tercümân-ı Kur’ân Tefsîru Kadî Beyzâvî. Beyzâvî tefsirinin şerh ve tercümesi mahiyetinde yedi ciltten oluşan ve oğlu Süreyya Serbest’in özel kütüphanesinde yazma halinde bulunan bu eserin ilk üç cildi (En‘âm sûresi’nin sonuna kadar) temize çekilmiş, diğer ciltleri ise müsvedde halindedir. Eserin sonunda müellifin otobiyografisi de yer almaktadır. 2. İlm-i Kelâmdan Akaid-i Adudiyye Şerhi Celâl Tercümesi. Adudüddin el-Îcî’nin el-Akāǿid’inin metnine Celâleddin ed-Devvânî tarafından yapılmış şerhin tercümesi olan bu eser, Fetvahane’de bir komisyon tarafından tetkik ettirildikten sonra yayımlanmıştır (Trabzon 1310). 3. Dîvân-ı Ahmed Hamdi. Mansûr Beyrûtî mahlasıyla yazıp neşrettiği (Trabzon 1906) Hicivnâmesi ile birlikte seksen dört varaktan oluşan bu divanın yazma nüshası müellifin özel kütüphanesinde bulunmaktadır. 4. Diplomasiden Hikmet-i Siyâsiyye (İstanbul 1328). Edep Matbaası’nda yayımlanan bu eser 341 sayfadır. 5. Seyahatnâme-i Ahmed Hamdi. Seyahat hâtıralarını, yolculukları sırasında başından geçen olayları anlattığı bu eser de özel kütüphanesinde yazma halinde mevcuttur. 6. Şerhu duâyı ricâli’l-gayb. Yetmiş üç risâleden meydana gelen 166 varaklık bir mecmuadır. 7. el-Kevâkibü’d-dürriyye fî usûli’l-cifriyye. Cifr ilmine dair olan bu eser de yazma halinde özel kütüphanesindedir.

Müellifin özel kütüphanesinde yazma nüshaları bulunan diğer eserleri ise şunlardır:


Rehber-i Vüsûl ilâ ilmi’l-usûl; Amelî ve Nazarî Ta‘lîm-i Lisân-ı Arabî; İlm-i Âdâbdan Mir’ât-ı Münâzara; Mutavvel Üzerine Ta‘lîkat; İnsan Öldükten Sonraki Ahvâline Dâir Tetkîkat-ı Felsefiyye.

BİBLİYOGRAFYA:

Serbestzâde Ahmed Hamdi Efendi’nin Sicil Özeti, Mâliye Nezâreti Memurîn ve Levâzım Müdüriyeti, 6 Haziran 1328 tarihli dosya, nr. 1242; Özege, Katalog, II, 705; Çorum Gazetesi, XIII/750, Çorum 1935, s. 2 (ayrıca oğlu emekli kaymakam Süreyya Serbest’ten alınan şifahî bilgilerden faydalanılmıştır).

Kâmil Şahin