AGEL

Araplar’ın baş örtüsünü tamamlayan siyah halka.

Basılı kaynaklarda “akal, agal, aghâl, egol, ikal” gibi değişik yazılış şekilleri bulunan agel, yalnız erkekler tarafından kullanılmaktadır. Agelin görevi baş, yüz


ve omuzları güneşin hararetinden korumak maksadıyla örtülen ve “kefiye, kûfiye, ketfiye” veya “geziye” denilen, kenarları püsküllü örtüyü sıkıca tutturmaktır. Başın etrafına alnı açıkta bırakacak şekilde iki kere dolanarak takılır. Keçi kılı, kuzu yünü ve deve tüyünden eğirilen iplerin örülmesiyle meydana getirilen bir kordondan ibarettir.

Lübnan, Suriye, Filistin ve Irak’ta daha yaygın olarak kullanılır. Osmanlı döneminde, buralara görevli giden devlet memurlarına ve Adana ile yöresindeki bir kısım azınlığa da agel-kefiye kullanmaları için resmen izin verilmiştir. Güneydoğu Anadolu’da, özellikle Urfa’da Cumhuriyet’ten sonra da yaygın olarak kullanılmıştır. Gümüşhane’de tülbentin üstüne başı alından sıkıca saracak biçimde takılan ve “gac” yahut “gacik” denilen iplik oyalı dolaklar ile Kastamonu’da Cumhuriyet’in ilk yıllarında da kullanılmasına devam edilen “başbağı taç”lar, agelin Anadolu’daki benzerleridir.

Eskiden İstanbul’da bazı tulumba uşaklarının reisleri de agel ile tutturulan baş örtüsünü bir özenti olarak kullanmışlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

J. L. Burckhardt, Voyages en Arabie, Paris 1835, III, 35; R. Dozy, Dictionnaire détaillé des noms des vêtements chez les Arabes, Amsterdam 1845, s. 304; O. Hamdy#Marie de Launay, Les costumes Populaires de la Turquie en 1873 (Bin iki yüz doksan Senesinde Elbîse-i Osmâniyye), Constantinople 1873, s. 35, 244; Lady Anne Blunt, Voyage en Arabie, Paris 1882, s. 34; M. A. Racinet, Le Costume Historique, III, GJ: Turquie d’Asie, Syrie, Paris 1888, pl. 179, nr. 10; Max F. Oppenheim, Vom Mittelmeer zum persischen Golf II, Berlin 1900, s. 122; Reşat Ekrem Koçu, Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü, Ankara 1967, s. 156; Seyfettin Şimşek, “Giyim Eşyalarının Hikâyeleri”, TFA, VIII (1963), s. 3237; “Agel”, İA, I, 149.

Havva Koç