ABDULLAH b. İDRÎS
عبد الله بن إدريس
Ebû Muhammed Abdullah b. İdrîs b. Yezîd el-Evdî el-Kûfî (ö. 192/807-808)
Kûfeli tanınmış muhaddis ve kıraat âlimi.
110 veya 120 yılında doğduğuna dair kendisinden nakledilen iki rivayetten başka, 115’te doğduğu da söylenmektedir. Rivayet ettiği hadisleri babasından, A‘meş, Süfyân es-Sevrî, Hişâm b. Urve, Şu‘be, Mâlik b. Enes vb. birçok hadisçiden dinledi. Kıraatı da Nâfi‘ ve A‘meş’ten öğrenerek ikinci asrın sayılı kıraat âlimlerinden biri oldu. Kendisinden hadis rivayet edenler arasında ise hocası Mâlik b. Enes, Abdullah b. Mübârek, Ahmed b. Hanbel, Yahyâ b. Maîn ve İshak b. Râhûye gibi imamlar vardır. İmam Mâlik onun hem dostu, hem de hocasıydı; bununla birlikte kendisinden hadis rivayet etmiştir. İmam Mâlik el-Muvattafda onun adını zikretmemişse de, “Ali’den (Ali b. Ebû Tâlib) bana ulaştığına göre...” diyerek “ta’lîkan” rivayet ettiği hemen bütün hadisleri Abdullah b. İdrîs’ten almıştır. Muhtemelen aralarındaki bu yakınlıktan dolayı, Abdullah Kûfe’de oturmasına rağmen fetvalarının çoğunda Medine ehlinin görüşlerine meylederek Kûfeliler’e muhalif kalmıştır.
Abdullah b. İdrîs’in geniş bilgisi, üstün ahlâkı, hadis rivayetindeki titizlik ve güvenilirliği sebebiyle, Ahmed b. Hanbel ve Ebû Hâtim gibi hadis imamları ondan övgüyle söz etmişlerdir. Halifelere ve devlet büyüklerine yaklaşmaktan son derece çekinmiş ve devlet hizmeti kabul etmemiştir. Hârûnürreşîd tarafından kendisine teklif edilen Kûfe kadılığını, “Ben kadılığa lâyık değilim” diyerek reddetmiştir. Bunun üzerine halife ona, “Keşke seni görmeseydim” deyince o da halifeye, “Keşke ben de seni görmeseydim” şeklinde karşılık vererek hiç kimseden çekinmediğini göstermiştir. Hatta o, arkadaşı Hafs b. Gıyâs’ın hem kadılık vazifesini kabul etmesini, hem de Bağdat’tan ayrılacakları sırada halife tarafından yol masrafı olarak gönderilen parayı almasını hoş karşılamadığı gibi, bu maksatla kendisine sunulan beş bin dirhemi de (veya dinar) reddetmiştir. Halifenin, hiç değilse oğlu Me’mûn’a hadis rivayet etmesi doğrultusundaki isteğine de, “Oğlun bize başka öğrencilerle birlikte gelirse ona da hadis rivayet ederiz” cevabını vermiş, böylece hiç kimseye özel muamele yapamayacağını bildirmiştir. Rivayet ettiği hadisler Kütüb-i Sitte’nin tamamında yer almıştır. Abdullah b. İdrîs, 192 (807-808) yılı zilhicce ayında vefat etmiştir.
BİBLİYOGRAFYA:
İbn Sa‘d, et-Tabakatü’l-kübrâ (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1388/1968, VI, 389; Hatîb, Târîhu Bagdâd, Kahire 1349/1931, IX, 415-421; Zehebî, A‘lâmü’n-nübelâǿ, IX, 42-48; a.mlf., Tezkiretü’l-huffâz, Haydarâbâd 1375-77/1955-58 → Beyrut, ts. (Dâru İhyâi’t-türâsi’l-Arabî), I, 282-284; İbnü’l-Cezerî, Gayetü’n-nihâye (nşr. G. Bergstraesser), Kahire 1351-52/1932-33, I, 409-410; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, V, 144-146; Hazrecî, Hulâsatü Tezhîb, Bulak 1301 → Beyrut 1399/1979, s. 190-191.
Talât Koçyiğit